| bazen işleri düzeltmek için ikinci bir şans elde edemezsin. | Open Subtitles | في بعض الأحيان لا نحصل على فرصة أخرى لتصحيح الأمر |
| bazen gerçek insani temas kurmaya ihtiyacınız var. | TED | في بعض الأحيان لا تزال بحاجة إلى بعض التواصل البشري الحقيقي. |
| Herkesi sevmek için, bazen çok yakınlarını görmedi, ve bu onun kişiliğindeki erkekler için kaçınılmazdır. | TED | و ليفعل ذلك، كان في بعض الأحيان لا يرى أقرب الناس إليه و هذا شيء حتمي لرجال من نوعه |
| bazen sadece iki çocuk arasında iletişimsizlikti. | TED | في بعض الأحيان لا يتعدى الأمر سوء الفهم بين طفلين. |
| Sabırsız erkekler bazen lokumdan olurlar. | Open Subtitles | الفتية المتهورون في بعض الأحيان لا يتناولون الحلوى |
| Sabırsız erkekler bazen lokumdan olurlar. | Open Subtitles | الفتية المتهورون في بعض الأحيان لا يتناولون الحلوى |
| Tamam, biz üçümüz düşünüyoruz ki siz bazen şunu anlamıyorsunuz biz sizin kadar para kazanamıyoruz. | Open Subtitles | نحن الثلاثة نشعر دائما بأن في بعض الأحيان لا تتفهمون أن |
| bazen hiç birsey yapamazsin. | Open Subtitles | أعني، في بعض الأحيان لا يكون الأمر بيدك. |
| bazen kazanacak diye desteklenmez. | Open Subtitles | في بعض الأحيان لا يتمحو الأمر حول إختيار المرجح فوزه |
| bazen asırı kronik acı ilaç tedavisine tepki vermez. | Open Subtitles | في بعض الأحيان لا يستجيب الألم المزمن الشديد للعلاج الدوائي |
| Onlar onlar olur düşündüm çıkış yolu çalışmıyor sadece bazen. | Open Subtitles | إنه فقط في بعض الأحيان لا ينجحون بالطريقةالتيظننتأنهاستكون. |
| Tatilde gibiyim. bazen inanamıyorum. Bu hayatımdaki en güzel duygu. | Open Subtitles | في بعض الأحيان لا أستطيع تصديق ذلك إنها أفضل مشاعر شعرت بها في حياتي |
| bazen bilgin değil tanıdıkların önemlidir. | Open Subtitles | في بعض الأحيان لا يكون الأمر كما تعرف و لكنك تعرف |
| bazen bekleyemezsin. Sadece ağrının durmasını istersin. | Open Subtitles | في بعض الأحيان لا تطيق الأنتظار تريد فقط أن يتوقف الألم |
| bazen diğer tarafa geçmeden çizgiyi aştığınızı bilemezsiniz. | Open Subtitles | في بعض الأحيان لا تعلم أنك تعديت حدودك إلا عندما تتغلغل في الخطأ |
| Bunun kulağa saçma geldiğini biliyorum ama bazen olanları değiştiremezsin denemeye bile değmez üstelik. | Open Subtitles | أعلم بأن هذا يبدو أمراً بغيضاً لكن في بعض الأحيان لا يمكنك تغيير الأشياء |
| Üzgünüm ama bazen, yapabileceğimiz hiçbirşey yok. Sheppard? | Open Subtitles | آسف، لكن في بعض الأحيان لا يوجد ما نستطيع فعله |
| bazen işe yaramaz ama bunu zaten göze alırsın. | Open Subtitles | في بعض الأحيان لا تكون الأمور على ما يرام هذه هي الأخطار |
| bazen öyle yapar. Canını sıkmasın. | Open Subtitles | إنه يفعل ذلك في بعض الأحيان لا تدع ذلك يزعجك |
| bazen ağaçları orman olduğu için göremezsin orman arka bahçende olsa bile. | Open Subtitles | حسنا ، كما تعلم ، في بعض الأحيان لا يمكنك مشاهدة الغابة من الاشجار حتى عندما تكون الغابة في الفناء الخلفي الخاص بك |