"في تابوت" - Traduction Arabe en Turc

    • Bir tabutta
        
    • bir tabuta
        
    • tabutunda
        
    • bir kutuda
        
    • tabutun içinde
        
    • tabut içinde
        
    • kutuya sığıyor
        
    Gün vakti Bir tabutta uyurlar ve gece olduğunda yarasaya dönüşürler. Open Subtitles في النهار ينامون في تابوت وفي الليل يتحولون لخفافيش
    Burada bir kış daha sonra onu Bir tabutta güneye gönderiyor olacağız! Open Subtitles شتاء واحد هنا وسنقوم بشحنة جنوبا في تابوت
    Eve döndüğünde, onu Mason'ın eşyalarıyla birlikte daha iyi bir tabuta koy. Open Subtitles وعندما تصل الى البيت ضعه في تابوت جيد وكفن لائق
    Borcu var. Geçen ay ninesini hoş bir tabuta koymuştum. Open Subtitles هو يدين لي , لقد وضعت جدته في تابوت لطيف الشهر الماضي
    İsterseniz siz ikiniz pes edebilirsiniz... ama gidebileceğimiz bir ada varken ben bu... sualtı tabutunda ölmeyeceğim. Open Subtitles -يمكن أنْ تستسلما إنْ شئتما لكنّي لن أموت في تابوت تحت الماء بينما هناك جزيرة يمكننا بلوغها
    Onlar burada olduğu sürece, kendime onların bir kutuda veya kendi ayakları üzerinde hastaneden ayrıldıkları zamanı hatırlatarak onların artık benim problemim olmadığını düşünüp rahatlıyorum. Open Subtitles أذكّر نفسي أنه عندما يتركون هذه المستشفى إما في عافيتهم أو في تابوت فإنهم لم يعودوا مشكلتي بعد ذاك
    Şu an bir tabutun içinde gömülü vaziyetteyim. Open Subtitles لكني مدفون الآن في تابوت تحت الأرض و اُريد العون
    Bu yüzden en azından doğmuş olduğunuz bu toprakta bir tabut içinde uyumalısınız. Open Subtitles ويجب على الأقل النوم في تابوت مصنوع من خشب الأرض التي ولدتِ عليها،
    Adam koca bir hayat yaşıyor ve her şeyi lanet olası bir kutuya sığıyor. Open Subtitles الرجل عاش حياته وكل شيء فعله لم يمنعه ان ينتهي في تابوت
    Bir tabutta uyuyan birinin fobisi olabileceğine inanmazdım. Open Subtitles لم أسـمع ان شـخصا قد يعاني من هذا النوع من الرهاب وخاصـة اذا كان الشـخص نام في تابوت
    Bu Amber'ın Bir tabutta olduğu gerçeğini unutturur. Open Subtitles وهذا سيعوّضه عن حقيقة أن آمبر ترقد في تابوت
    NCIS adli bilim uzmanı, kalbi ve ruhu, tezatlara bürülü bir paradoks, tezatlarla dolu birisi, Bir tabutta uyuyor. Open Subtitles شخصية متناقضة ملفوفة في التناقض بكل ما للكلمة من معنى، تنام في تابوت
    Çölün ortasında, Bir tabutta gömülü değilsiniz tabii. Open Subtitles أنا في تابوت مدفون في وسط الصحراء اللعينه
    Sıcak bir duşun, Bir tabutta boğulmaktan daha iyi olup olmadığını mı soruyorsun? Open Subtitles أتعني إن كان حمّام ساخن أحسن من الغرق في تابوت خشبي؟
    Yakında bir tabuta konup, toprağa gömüleceksin. Open Subtitles قريباً سترفقين في تابوت وتُدفني في الأرض.
    Onu tahta bir tabuta koyup şu köşeye koyacağız. Open Subtitles نحن ستعمل وضعوه في تابوت خشبي والوقوف عليه في الزاوية هناك.
    Bu iş son bulacak yoksa bizi kovar, TNT'yi dağıtır, beni de bir tabuta sokarlar. Open Subtitles هذا الهراء يتوقف الآن، وإلا سيطردوننا ويلغوا فريق المخدرات التكتيكي ويلصقوني في تابوت لعين...
    Nate, Bay Swanson'ın Titan tabutunda olduğunu fark ettim. Open Subtitles (نيت)، ألاحظُ أن السيّد (سوانسن) موضوع في تابوت (تاتين).
    Ağabeyimin cesedi, Bayan Henderson'nın tabutunda mıymış? Open Subtitles كانت جثة شقيقي في تابوت السيدة (هندرسون)؟
    Büyükannenin tabutunda. Open Subtitles -إنّها مخفيّة في تابوت جدّتكِ
    Uyuşturucu çarını bir kutuda evine yolladım. Open Subtitles لقد أعدت أحد أباطرة المخدرات لموطنه في تابوت.
    Beni 52 yıl boyunca bir kutuda bıraktın. Bu sürenin iki katı olabilir mesela. Open Subtitles تركتني في تابوت طيلة 52 عامًا، ضعف هذه المدّة تبدو بداية مناسبة.
    Eve ancak bir tabutun içinde dönebilirim. Open Subtitles حتى و إن كنتُ أريد العودة للوطن مع أن ذلك غير ممكن الطريقة الوحيدة لذلك هي العودة في تابوت
    - O da boş yüzme havuzunun dibinde cam bir tabutun içinde uyuyordu. Open Subtitles وهو ينام في المُنتصف في تابوت زجاجي في منتصف حوض سباحة فارغ
    Ayarladığın diğer seyahat de, bizim tabut içinde eve dönüşümüzdü. Open Subtitles والرحلة التي حجزتها بعد ذلك كانت لعودتنا للديار في تابوت
    Adam koca bir hayat yaşıyor ve her şeyi lanet olası bir kutuya sığıyor. Open Subtitles الرجل عاش حياته وكل شيء فعله لم يمنعه ان ينتهي في تابوت

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus