| Tamam, Bu durumda harika, tamamen doğal bir uyku yardımcısı biliyorum. | Open Subtitles | حسناً، في تلك الحالة أعرف شيئاً رائعاً طبيعياً يساعد على النوم |
| Bu durumda oldukça haklısın. Ne kadar sade olursa o kadar iyi. | Open Subtitles | . في تلك الحالة فأنت محق كلما كان أكثر بساطة كان أفضلاً |
| Ama Bu durumda, kamu oyu mahkemesinin sizi nasıl yargılayacağını kim bilebilir? | Open Subtitles | في النهاية سنفعل ذلك لكن في تلك الحالة من يعلم كيف سيحكم |
| Tabii bu seks demek değilse, Öyleyse umarım yapmamışsınızdır. | Open Subtitles | ما لم يكن هذا يعني الجنس في تلك الحالة أمل أنكما لا تقومان بذلك |
| O halde sizi bu acıdan kurtarayım. | Open Subtitles | في تلك الحالة سأقوم بتخليصك من هذا الإلتزام |
| O, en azından Bu durumda iyi bir komşu olmanın ne anlama geldiğinin güzel bir örneği. | TED | وهو مثال رائع لما يعنيه أن تكون جاراً جيداً، على الأقل في تلك الحالة. |
| Ne yapacaksın? Bir bilim adamı Bu durumda ne yapar? | TED | ماذا تغعل؟ مذا يفعل العلماء في تلك الحالة |
| Bu durumda Lelouch mutlu, değil mi? | Open Subtitles | إنه لا يبالي بالناس الذين يكافحون في تلك الحالة هذا يعني أن لي لاوش سعيد في تلك الحالة هذا يعني أن لي لاوش سعيد |
| Bu durumda biz de sizi daha iyi görebileceğiniz bir yere götürürüz. | Open Subtitles | في تلك الحالة ، يمكننا أخذه لمكان يمكنك رؤيته بشكل أفضل |
| Bu durumda zaten gerekli cevabı kendi kendine vermiş oldun. | Open Subtitles | في تلك الحالة تكون قد اجبت بنفسك عن السؤال |
| o zaman Bu durumda tek seçenek var. | Open Subtitles | في تلك الحالة لم يعد لدينا إلا خيار واحد |
| Bu durumda, bu mükemmel bir görev komutanım, son derece değerli bir amaç uğruna komutanım derdim. | Open Subtitles | ماذا كنت تقول حينئذ؟ حسنا.. في تلك الحالة |
| Bu durumda, düşüncesizce davrandılar | Open Subtitles | في تلك الحالة, لابد انهم كانوا تافهين و ضيّقى الأفق |
| Bu durumda, kargo gemisinin alıcıları onları tespit edecek kadar hassas değil. | Open Subtitles | في تلك الحالة, مجسات سفينة الشحن لن تشعر بهم |
| Bu durumda, teşekkür etmemin imkânı yok. | Open Subtitles | في تلك الحالة , انا لا اعرف كيف اعبر عن إمتناني |
| Eğer durum Öyleyse, elinden geleni yapıp o şeyi bulmalısın. | Open Subtitles | لكن في تلك الحالة ستنشغلون تماما بإيجاده |
| Öyleyse dikkatimi topu Ed'in suratına düşürmeye vereceğim. | Open Subtitles | حسنا، في تلك الحالة سأبقى مركّز على توجيه الكرة في رأس إد |
| O halde Ellen'e diğerlerini göndermesini söylemelisin. | Open Subtitles | في تلك الحالة ربما عليك ان تخبر إلين بطرد الآخريات |
| Yakın bir gelecekte, robotların da böyle bir durumda bize katılacaklarını hayal etmek zor değil. | TED | و في تلك الحالة نستطيع بسهولة تخيل الروبوتات بيننا في المستقبل القريب |
| Madem öyle, şu mezara atla. | Open Subtitles | في تلك الحالة, ارقدِ في ذلك القبر |
| O durumda her türlü yola başvurmak ahlaki ve gereklidir. | Open Subtitles | كان من الأخلاقي والضروري استخدام أي وسيلة في تلك الحالة |
| Görünen şu ki katılmaya karar vermiş olsanız bile daha fazla seçenek mevcutken o zaman bile, olumsuz sonuçları var. | TED | الان يتضح انه حتى وان قررت ان تشارك اذا وجد الكثير من المشاركات, حتى في تلك الحالة تكون العواقب سلبية |
| O hâlde arabanın üstünü sigara kokusu çıksın diye açık bıraktığımı söyleyeyim. | Open Subtitles | هناك حد للتقادم لهذه الأمور في تلك الحالة علي غالبا أن أعلمك |
| Evet, Tamam, bu olayda,... | Open Subtitles | نعم ، في تلك الحالة |
| Ya seni bağlamak isterler ve hayır dersin ya da senin onu bağlamanı isterler ki Bu durumda da bağlar ve cüzdanlarını çalarsın. | Open Subtitles | اما انهم يرغبون ان يربطوني او ان اربطهم انا في تلك الحالة انفذ ذلك و اسرق محفاظهم |