Ve o gece oynadığımızda senden nefret etmiştim. | Open Subtitles | ولقد كرهتك في تلك الليلة التي لعبنا فيها |
Senin öldüğünü sandığım o gece, yani... gözümün önünde öldün sandım. | Open Subtitles | في تلك الليلة التي ظننت أنك متِ أعني ظننت أنك متِ أمام عيني |
o gece eve geldiğinizde farklı, yerinde olmayan bir şeyler gördünüz mü? | Open Subtitles | في تلك الليلة التي عاد فيها إلى المنزل هل لاحظت شيئاً مختلفاً خارج المكان؟ |
Tanıştığınız o gece seni konuştursa da gitmene izin verse de. | Open Subtitles | سواء كسرت عظامك في تلك الليلة التي تقابلتما فيها أو دعتك تذهب. |
o gece oraya geldiğimde bir şey saklıyormuş gibi görünüyordun. | Open Subtitles | في تلك الليلة التي ذهبت فيها إلى هناك بدوت كأنك كنت تخفين شيئاً |
Birlikte geçirdiğimiz o gece harikaydı ve o kimsenin bizden alamayacağı bir şey. | Open Subtitles | في تلك الليلة التي شاركنا معا كانت مذهلة، وهذا شيء لا يمكن لأحد أن يسلب منا. |