"في حبه" - Traduction Arabe en Turc

• aşık
• âşık

Çocuk, bunun dopamin seviyesini arttırıp, kızı kendine aşık edebileceğini düşünmüş.
وقد عرف أن ذلك سيدفع الدوبامين لأعلى، وأنها ستقع في حبه.

"Bana deli gibi aşık, bu neden bu kadar çok kıskanıyor."
هو مجنون في حبه وذلك هو السبب في انه غيور جدا

Adam öyle havalı ki, her kız ona aşık olabilir.
ذلك الرجل رائعٌ جداً و أية فتاة ستقع في حبه

Burada Ulay'la tanıştım ve aslında âşık olduğum kişi oydu.
وهكذا تقابلت مع أولاي، وكان الشخص الذي وقعت في حبه.

Sen daha iyisini yapabilirsin. Bu yüzden ona âşık olmaktan vazgeç.
يمكنك عمل أفضل من ذلك لذا توقفي عن الوقوع في حبه.

Ama yüreğimin derininde biliyorum ki o hala aynı aşık olduğum adam.
ولكن أعرف من أعماقي ما زال نفس الرجل الذي وقعت في حبه

Onunla öylece anlaşmaya varmadım, ona aşık oldum.
لم أصل فقط إلى تفاهم معه، ولكنني وقعتُ في حبه.

aşık olup evleneceğin kişi en azından yaşıtların arasından biri olacak.
لكن على الأقل بين فتيان بنفس سنّكِ، ستجدين الذي تقعين في حبه و ترغبين بزواجه.

Bir erkek için ona aşık bir kadın en karşı koyamadığı şeydir.
لاشيء لا يقاوم بالنسبة للرجل أكثر من امرأة واقعة في حبه.

Hudson'la karşılaştıklarını ve birbirlerine aşık olduklarını anlattım. Kaptan gerçeği sezdi.
التقت بهدسون ، وقعت في حبه حسنا ، القبطان

Ona aşık olduğum zamanki halini...
الطريق الذي كان بهِ عندما .أنا وقعتُ في حبه

Ve şimdi geri döndü, eskisi gibi aşık olduğun kişi olmayı bekleyerek.
و الآن لقد عاد، و يتمنى أن يكون الرجل لذي تقعين في حبه

Onu kız kardeşime bıraktım, çünkü eğer eve götürseydim, oğlum ona aşık olabilirdi.
يجب ان اتركه في بيت اختي لأن اذا جلبته للبيت ابني سيقع في حبه

O da beni sadece onun derisinin rengine aşık olan şımarık bir kaltak olmakla suçladı.
وهو عذرني لأني أصبحت كلبة مدللة والتي وقعت في حبه فقط من أجل لون بشرته

Finlay Peter'ın geçen hafta kime aşık olduğunu buldu.
عم تتحدث ؟ فينلي اكتشف من الشخص الذي وقع بيتر في حبه الأسبوع الماضي

Bir ırmakta tekneyle giden bir Prens ve ona aşık olan bir kayıkçı kız hakkında.
هي عن أمير يبحر أسفل جدول وبنت القارب تقع في حبه غنت هذه الأغنية

Benim âşık olduğum adam ve şimdi senden edepsizce bir şey yapman isteniyor.
الرجل الذي وقعت في حبه و الآن طلب منك القيام بعمل غير لائق

Evet öyle baba, şimdi âşık olduğum başka biri var. Ne çabuk?
نعم، يا ابتي هناك بالفعل رجل آخر وقعت في حبه.

Ona âşık olmadım, hoşlanıyorum, öpmekten hoşlanıyorum.
لم أقع في حبه .. بل أحب تقبيله كأصدقاء فقط

Bana, beni kendisine âşık etmek için var gücüyle çabalayacağını söylemişti.
أخبرني أنه سيفعل كل ما في وسعه... ليجعلني أقع في حبه

Zaten âşık olduğum da bu.
كما رأيتك في هذه الأيام الماضية. هذا هو ما وقعت في حبه.