"في حقيبة" - Traduction Arabe en Turc

    • çantasında
        
    • bagajında
        
    • bir çantaya
        
    • çantada
        
    • çantanda
        
    • çantasına
        
    • çantanın içinde
        
    • çantasını
        
    • torbasında
        
    • torpidosuna
        
    • bir torbaya
        
    • çantasındaki
        
    • çantasındaydı
        
    • çantasının içinde
        
    Bir evsizler sığıınağında kaybolmasın diye çoğu, eşyalarını bir sırt çantasında gezdiriyordu. TED ويحمل كثير منهم كل متعلقاتهم في حقيبة ظهر ليتجنبوا فقدانها في مأوى المشردين.
    Anahtarın hala karısının el çantasında olduğunu sanıyor. Open Subtitles لا زال يظن أنه في حقيبة زوجته أترى ، أنت كنت محقاّ تقريباّ
    Arabamın bagajında her daim o hınzır hergelelerden 2000 tane taşırım. Open Subtitles لأنني دوماً آخذ معي في السفر 2000 صورة لي وأنا وسيم في حقيبة سيّارتي
    Ama susturucu basit bir silindir. Kontrolden geçmiş bir çantaya kolayca konabilir. Open Subtitles ولكن كاتم الصوت إسطوانيّ الشكل فحسب يمكن تخبأته بسهولة في حقيبة مفتّشة
    Okulla ilgili eşyalarını odasında bir çantada saklar. Open Subtitles وهو يبقي كل أشيائه المدرسية في حقيبة يضعها في غرفته.
    Rahmimde? çantanda da olabilirdi ama bebeğin Gucci taklidi bir şeyde büyümesini istemiyoruz. Open Subtitles رغبنا أن يكون في كيـــسك لأننا لم نرغب بطفل ينمو في حقيبة قوتشي
    Ordu tarafından reddedildim, Kâşif Dora sırt çantasına mahkum bırakıldım ve kızların soyunma odasına üzerimde sadece jartiyer askısıyla girmeye zorlandım. Open Subtitles لقد رفضت من الجيش و وضعت في حقيبة و دفعت إلى غرفت تبديل ملابس الفتيات ولا أرتدي شيئا إلا حمالتي بنطالي
    Evet, deposu dolu bir bot ve bir çantanın içinde 100 bin tane midye de istiyoruz. Open Subtitles ذلك صحيح, ونريد قارباً بخزّان وقود مملوء و نريد مئة ألف دولار بعملات ورقية في حقيبة
    Barikatlarımızdan birinden kaçtığında pasaportu sırt çantasında bulundu. Open Subtitles جواز سفره وجد في حقيبة ظهره عندما هرب من أحد حواجز طرقنا
    Hayır çantasında 20 şişe Vicodin bulmuşlar. Open Subtitles لا، وجدوا 20 من قناني الفايكودن في حقيبة ظهره.
    O fen ödevi Mandy'nin taklit Prada çantasında. Open Subtitles التقرير العلمي في حقيبة ماندي من طراز برادا المزيف
    Adamın kullandığı bıçağı onun sırt çantasında buldular Open Subtitles وجدوا السكين ، وجدوا السكين في حقيبة ظهره
    Arabanın bagajında 2000 tane fotoğrafını mı tutuyorsun? Open Subtitles تحتفظ بـ2000 صورة لك في حقيبة السيّارة ؟
    Seni şehirden kaçarken durdurduğum gün bagajında 75 bin dolarla onu ziyarete gitmiştin. Open Subtitles لقد زرتيه منذ أسابيع قليلة ومعك 75 ألف دولار في حقيبة سيارتكِ، اليوم الذي منعتكِ فيه من الهروب من البلدة.
    Bütün eşyalarını bir çantaya sıkıştırmak için küçük küçük mü katladın? Open Subtitles هل لففت أغراضك حقاً بصورة صغيرة تجعلها تلتئم في حقيبة واحدة؟
    İhtiyaç duyacağınızı sanmam ama, çantada yatıştırıcı silah var. Open Subtitles لا أتوقع حدوث مشاكل لكن لو حصلت هناك بندقية التخدير في حقيبة الإسعاف
    Bunu sırt çantanda buldum, bana açıklaman gereken şeyler var. Open Subtitles لقد وجدت هذا في حقيبة ظهرك عليك شرح بعض الاشياء لي
    Kuşları toplayıp çantasına attı bunların ne anlama geldiği konusunda hiçbir fikri yoktu. TED و عندما قام بتجميع هذه الطيور ألقاهم في حقيبة و لم يعينه على اﻷطلاق ما يمثلونه
    Bir yerlerde, kendisini tıklatmamı bekleyen bir çantanın içinde. Open Subtitles إنها في حقيبة في مكان ما فقط إنتظرني للدخول
    Sırt çantasını uyuşturucu var mı yok mu diye kontrol ettin mi? Open Subtitles هل فتشت عن المخدرات في حقيبة ظهره؟
    Ve onun da kafası bir buz torbasında eve yollandı. Open Subtitles وهو حصل على راس مقطوع ارسل الى المنزل في حقيبة الى الثلاجة
    cebimdeki eroini çıkartıp,ucuz minibüsünün torpidosuna koysam,kimse sana inanmaz... Open Subtitles المشكلة يا (دياموند) أنه لن يصدق أحد هذا بعدما آخذ الهيروين الذي في جيبي و أضعه في حقيبة الشاحنة نصف النقل التي تركنها في ساحة الانتظار
    Kahverengi bir torbaya koyup ateşe veremez miydin? Open Subtitles أما كان ينبغي عليك أن تضعه في حقيبة ورقية بنية وتحرقه؟
    Sanırım Bay Lawson'un çello çantasındaki parayı merak ediyorsunuz. Open Subtitles أفترض بأنك سوف تتسائلين حول المال الذي في حقيبة تشيلو السيد لوسن
    Yemek fişlerimiz onun çantasındaydı. Open Subtitles إيصالات الوجبات الخاصة بنا كانت في حقيبة ظهرها
    Prezervatiflerin yanında. İlaç çantasının içinde olabilir. Open Subtitles بجانب الواقيات الذكرية قد يكونون في حقيبة الأدوية خاصتي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus