"في حوض الإستحمام" - Traduction Arabe en Turc

    • küvette
        
    • küvete
        
    • Küvetteki
        
    Dün, küvette uyumaya çalıştım. Open Subtitles أتدري ماذا حاولت البارحة؟ حاولت النوم في حوض الإستحمام
    küvette sos yapmaya çalıştığım için özür dilerim. Open Subtitles آسف عن تلك المرة عندما طبخت المرق في حوض الإستحمام
    Alçına bantlanmış bir çöp torbasıyla küvette eğlenmekle havuzda eğlenmek arasında ne fark var ki? Open Subtitles أي متعة ستحصل في المسبح لم تحصل عليها في حوض الإستحمام وكيس نفايات حول جبيرتك؟
    Parçalara ayırdılar ve oteldeki bir küvete attılar! Open Subtitles ووضعوهم في حوض الإستحمام في حوض الإستحمام بالفندق
    Küvetteki suya yansıyan görüntüsünü, benimkinin yanında gördüm. Open Subtitles رأيتها في الماء، بجانبي .. . في حوض الإستحمام
    küvette hayalet görürsen ne beklersin? Open Subtitles حسنا، أنا أرى أشباحاً في حوض الإستحمام.. أليس كذلك؟
    Şimdi gemini getireceğiz, onu küvette yüzdürürsün, ve bana büyüyüp donanmaya girdiğinde gideceğin yerleri anlatırsın. Open Subtitles سنحضر قاربك لتبحر به في حوض الإستحمام و تخبرني بكل الأماكن التي ستذهب إليها عندما تكبر و تنضم للبحرية
    Bu kız babasını küvette kanlar içinde bulmuş. Open Subtitles والد تلك الفتاة نزف حتى الموت في حوض الإستحمام
    Ödev olarak küvette bir kadeh konyak için. Open Subtitles كواجب إشربو كأساً من الشراب في حوض الإستحمام
    Bebeğinin yanlışlıkla küvette boğulduğunu söyledi ama kanıtlar gösterdi ki annesi onu boğmuş. Open Subtitles و قالت أن طفلتها قد غرقت من غير قصد في حوض الإستحمام و كانت الأدلة تشير إلى أنها قد خنقتها
    Adam da sınıf arkadaşını küvette boğdu yani olay mantıklı gidiyor. Open Subtitles و قد وضع زميلته في حوض الإستحمام, لذا, فما يتبع ذلك منطقياً,
    Bağırsakları çıkarılmış, derileri yüzülmüş ve adamın dükkanındaki domuzlar gibi küvette ters bir şekilde asılı bulunmuşlar. Open Subtitles منزوعي الأحشاء، و مسلوخين ومعلقين رأسًا على عقب في حوض الإستحمام لكي يجفّوا مثل الخنازير في متجره
    küvette yavru timsah beslemek gibi bir şey bu. Open Subtitles أنه مثل الإحتفاظ بتمساح أليف في حوض الإستحمام
    Şimdi koca kalçalı sarışınlarla küvette olurduk. Open Subtitles لكنّا الآن جالسين في حوض الإستحمام الساخن برفقة شقراوات ذي مُؤخرات كبيرة.
    Sabah sana küvette ölü bir klon gösterdim. Open Subtitles جعلتك ترى مستنسخ ميت في حوض الإستحمام هذا الصباح
    Şoka kapılmak, eve vardığında anneni lise aşkınla küvette bulmak demektir. Open Subtitles الصدمة هي العودة للمنزل وإيجاد والدتك في حوض الإستحمام رفقة الشاب الذي كنت منجذبة إليه في الصف العاشر.
    Belki de benim telefonumu küvete düşürerek yanlış bir şey yapmamışındır. Open Subtitles ربما لا شأن لك بسقوط هاتفي في حوض الإستحمام
    Bu sefer küvete düşürmemeye çalışırım. Open Subtitles سأحاول عدم إسقاطها في حوض الإستحمام هذه المره
    Pislik herif son banyosunu yapmak için küvete atlamış. Open Subtitles الوغد قفز في حوض الإستحمام ليستحِم لآخر مرة
    Küvetteki küfleri çözmeye çalışıyoruz. Evet? Open Subtitles نحن نزيل العفن الموجود في حوض الإستحمام حسناً؟
    Küvetteki şampanya mantarı gibiyim. Her zaman yukarı çıkarım. Open Subtitles أنا مثل سدادة قنينة الشراب في حوض الإستحمام دائماً أطفو على السطح.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus