"في خزانة" - Traduction Arabe en Turc

    • dolabında
        
    • bir dolapta
        
    • kasasında
        
    • dolaba
        
    • odası
        
    • odasında
        
    • Dolabımda
        
    • dolabının
        
    • dolabından
        
    • dolapta bir
        
    • dolabındaki
        
    • gömme dolapta
        
    • dolabın içinde
        
    • dolabına koyduğun
        
    Hangisi daha aşağalayıcı bilemiyorum-- oğlumun dolabında marihuana ile yakalanması mı, yoksa bunu açıklayacak adam gibi bir yalanı bile olmaması mı! Open Subtitles لا يمكنني أن أقرر ماذا أكثر إذلالاً حقيقة أنهم أمسكوا مخدرات في خزانة ابني أم لأنه لا يمكنه اختلاق كذبة مقنعة حتى
    Yatak odası dolabında, yere sabitlenmiş metal bir kutu vardı. Open Subtitles كان هناك صندوق معدني موصد بالارض في خزانة غرفة نومه
    Hayır. Ama bir daha bir dolapta kaldığımızda bunu hatırlarım. Open Subtitles رقم ولكن سأتذكر أن في المرة القادمة ونحن في خزانة.
    Sayıştay raporuna göre Başkanı Yeniden Seçtirme Komitesi'nin kasasında 350,000 $ varmış. Open Subtitles تقرير وزارة المالية يقول أن: كان هناك 250 ألف دولارا في خزانة لجنة إعادة الإنتخاب
    Annemlerin evindeki dolaba koydum ama bir şey olmaz, ışığı açık bıraktım. Open Subtitles إنهم في خزانة في بيت والديّ ولكنهم بخير لقد تركت الأضواء تعمل
    Bir oda tutmaya bile param yok, kapıcı dolabında yatmak zorunda kalıyorum. Open Subtitles لا يمكنني أن أدفع أجرة غرفة يجب أن أنام في خزانة البواب
    Bunu babamın dolabında buldum. Hayatta olmadığı için ona bunun ne olduğunu soramadım. Open Subtitles وجدتهُ في خزانة والدي, وبما إنّهُ متوفي فلا اَستطيع أن أسالهُ ماذا يعني
    Babe Ruth'ın beyzbol topu mutfak dolabında, eski bir tenekenin içinde. Open Subtitles كرة بيسبول بيب روث في خزانة المطبخ في علبة قصدير قديمة
    Hatta sahip olduğu her şey düzenli şekilde dolabında asılı ve düzenli şekilde sandığında katlıydı. Open Subtitles و رغم هذا كانت كل أشيائه معلقة بأناقة في خزانة ملابسه و مطوية بعناية في خزانته
    İlaç dolabında mantar ilacı buldum. Open Subtitles وجدت إنبوب مطهر من الفطريات في خزانة أدويتها
    Cate Hale elbise ve alüminyum folyo dolu bir dolapta kapalı kaldığını söylemişti. Open Subtitles كايت هايل تتذكر انها حبست في خزانة محاطة بالملابس و القصدير
    Polis annesinin kokmuş cesedini binanın içinde bir dolapta bulmuş. Open Subtitles عثرت الشرطة على الجثة المتعفنة لوالدتها مخبأة في خزانة بداخل جدار
    Kriptonit kalıpları vardı, Lionel'ın kasasında olan cinsten. Open Subtitles إنهم يملكون قوالب كريبتونيت مثل التي في خزانة ليونيل
    İhtiyacımız olan güvenliği göz önüne alırsak sandığı üniversite kasasında saklamamız akıllıca olacağını düşündüm. Open Subtitles نظراً للأمان الذي نحتاجه فكرتُ أنه من الحكمة أن نحتفظ به في خزانة الجامعة
    Ve beni onu bir dolaba tıkıp geceleyin orada tutmaya zorladılar. Open Subtitles و أجبروني على حشره في خزانة و إبقائه فيها طوال الليل
    Çocuğum, hizmetli odasında seks yaptığınızı söyledi. Open Subtitles أخبرني طفلي بأنكما كنتما تتطارحان الغرام في خزانة حارس المدرسة.
    Bulaştın hotel odamdan çalmaya karar verdiğinde, Dolabımda saklandığında beni takip ettiğinde, benimle yattığında, yalan söylediğinde, paramı aldığın zaman bulaştın. Open Subtitles لقد تورطت عندما قررت سرقت غرفتي في الفندق و عندما إختبأتِ في خزانة الملابس و عندما تبعتني و عندما نمتي معي
    Eğer bir daha komşunun dolabının içine pislersen, bu kadar anlayışlı olmayacağım. Open Subtitles أنت محظوظ لأننا في عيد الميلاد تبول مجدداً في خزانة جارك
    Endişelenme, sevgili dostum, çamaşır dolabından benim çoraplardan birini alıver. Open Subtitles لاتقلق, ياصديقي العزيز، خذ من جواربي في خزانة الملابس.
    Sonra dolapta bir çanta tahta çubuk buldum. Open Subtitles ثم وجدت كيس واق من المطر مع عصى خشبية في خزانة الملابس
    Todd'un dolabındaki ışık güzeldi. Open Subtitles أتعلمين اين توجد اضاءة جيدة ؟ في خزانة ملابس شقة تود
    Tamam, paramız ve mücevherlerimiz zemindeki gömme dolapta. Onlarla ilgilenmiyoruz. Open Subtitles اسمع، كل المال والمجوهرات في خزانة بالطابق الأرضي
    Cesedi dolabın içinde bulunan kadın da silahla vurulmuştu... Open Subtitles ووجدت آمراة في خزانة مصابة آيضآ بعدة طلقات
    Annenin sarıp sedir dolabına koyduğun yeşil boncuklu üstünü aldım. Open Subtitles الذي كان لأمك، الذي احتفظت به ملفوفاً في ورق رقيق في خزانة خشب الأرز خاصتك.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus