Ya Tombstone sokaklarında tek başıma yürürüm, ya da beni bir yere kapatırlar. | Open Subtitles | أنا إما أن أُحبَس في غرفة أو أسير وحيدة في شوارع تومب ستون |
Paris sokaklarında yerleşik bulunan, 135 pirinç marka tam da bu kilisenin içinden geçen dünyanın başlangıç meridyenini gösterir. | Open Subtitles | وُضع في شوارع باريس 135علامة نحاسية تشير إلى أول الإشارات الدينية .. و التي عبرت من هذه الكنيسة .. |
Paris sokaklarında yürüyor, gece vakti şehrin ona ilham verdiğini söylüyor. | Open Subtitles | يتسكع في شوارع باريس لأن الإضاءة اليلية تمثل مصدر إلهام له |
Sırayla 4 gündür bir dizi protesocular Tahran sokaklarına akın ediyorlar. | Open Subtitles | لليوم الرابع على التوالي، مجموعة من المتظاهرين يصرخون في شوارع طهران |
Yakalanıp, donrulup Lagos'a gönderiliyor ve küçük kar marjları için tütsülenip, Lagos caddelerinde satılıyor. | TED | إنها تُصطاد هنا، تجمد، تُشحن الى لاغوس تدخّن وتباع بمقدار ضئيل من الربح في شوارع لاغوس |
Lanet bir Filistinlinin, Tel Aviv sokaklarında özgürce dolaşmasına izin veremem. | Open Subtitles | لا يمكن ترك ولا فلسطيني حر يتجول في شوارع تل أبيب |
Vampirin teki şehrin sokaklarında kol gezeli ne kadar oldu? | Open Subtitles | كم مضى على مطاردة مصّاص دماء في شوارع هذه المدينة؟ |
Vampirin teki şehrin sokaklarında kol gezeli ne kadar oldu? | Open Subtitles | كم مضى على مطاردة مصاص دماء في شوارع هذه المدينة؟ |
Laennec, söylendiğine göre, Paris sokaklarında yürürken iki çocuğun bir sopayla oynadıklarını görür. | TED | ويقال بأن لينيك كان يتمشى في شوارع باريس ورأى طفلين يلعبان بعصا |
Kendi kendime düşündüm, bu taksiler sadece sayılar değil, aynı zamanda şehir sokaklarında gezen GPS kayıt cihazları ve çıktıkları tüm gezileri kaydediyorlar. | TED | وفكرت بأن سيارات الاجرة هذه ليست مجرد أرقام إنها بمثابة خرائط ملاحة تسير في شوارع مدينتا سجلات تحوي كل طريق يسلكونه |
Oslo'nun sokaklarında bana tükürüyorlardı ve bu defa kahverengi adamlardı. | TED | تعرضت للبصق على وجهي في شوارع أوسلو، وهذه المرة من قبل ذوي البشرة السمراء. |
Ürdün sokaklarında, ağabeyim ve kuzenlerimle futbol oynayarak büyüdüğüm zamanları anımsattılar. | TED | ذكروني بالطريقة التي نشأت بها ألعب كرة القدم في شوارع الأردن، مع إخوتي وأبناء أهلي. |
Bugüne kadar süreğen evsiz ve tıbbi olarak zayıf 650 kişiye ev bulduk -- açıkçası, muhtemelen şehrimizin sokaklarında ölecek olanları. | TED | أوينا للآن أكثر من 650 متشرد بلا مأوى، ومعرضون للمرض، وبوضوح، أكثر عرضةً للموت في شوارع مدينتنا. |
Lagos sokaklarında işportacılık yapan veya dilenen engelli insanlar gaspedilip alıkonulmuştur. | TED | الأشخاص الذين يعانون من الإعاقات الذين يتسولون أو يبيعون في شوارع لاغوس يتم جمعهم، وابتزازهم واحتجازهم. |
Her gün hukuk fakültesindeki akşam dersleri bittiğinde Kalküta sokaklarında otobüsten inermiş. | TED | وفي كلّ يوم، تغادر الحافلة مساءً بعد دروس القانون خاصتها في شوارع كالكوتا. |
Nedense kimse de eski hayatında Londra'nın arka sokaklarında açlıktan ölen 14 yaşındaki ayakkabı boyacısı çocuklar olmuyor. | TED | لا شيء على الاطلاق قيل عن ماسح الأحذية ذو الـ 14 عاما في شوارع لندن، الذي مات بالسل الرئوي. |
Lord Melchett, belki Aberdeen sokaklarında beni çırılçıplak kamçılamak da ister? | Open Subtitles | ولعل اللورد ميلشت يريد أن يجلدني وأنا عارٍ... في شوارع أبردين؟ |
Aklını kaçırdığını gizlenerek Los Angeles sokaklarında başka isimler altında dolaştığını. | Open Subtitles | يقولون بأنه فقد عقله وانه يتسكع في شوارع لوس انجليس متخفيا تحت اسماء مزيفة |
100.000'imiz Kahire sokaklarına çıkarsak kimse bizi durduramaz. | TED | إذا قام 100 ألف منا بالتظاهر في شوارع القاهرة، لن يستطيع أحد إيقافنا. |
Şimdi, hayal etmeye çalışın, Lagos, Nijerya ve Batı Afrika'nın caddelerinde her hafta 40,50 filmin paketlenip dağıtıldığını. | TED | الآن, حاولوا أن تتخيلو أن 40 إلى 50 فلم تم توضيبها, ووزعت , كل أسبوع في شوارع لاغوس, نيجيريا و غرب أفريقيا. |
Gecenin bir yarısı sokaklarda dolaştığım ve keşlere iğne yaptığım için korkardı. | Open Subtitles | الإنطلاق في شوارع العاصمة في منتصف الليل، و المدمنون يستخدمون الإبر للحقن. |
Bu arada Hainesville sokaklarından ve benden uzak dur. | Open Subtitles | ولحين ذلك، ستقيم في شوارع هانسفيلد وبعيدا عن بصري |
Allahbadlı bir sokak satıcısı aynı zamanda entelektüeldir. | Open Subtitles | . في شوارع الله أباد ، يوجد به مثقفين و بائعين |