"في عيناه" - Traduction Arabe en Turc

• gözlerinde
• gözlerinin içine

gözlerinde onu öldürme isteğimi engelleyen bir şey vardı.
كان هناك شيئاً في عيناه أرغمني على ألا أقتله

Tuhaftı, çünkü iki dakika önce dedem yaşıyordu, yüzünde renk, gözlerinde parıltı vardı.
لقد كان الأمر كأنه منذ دقيقتان من قبل لقد كان وجهه ملون و النور في عيناه

Onunla hiç tanışmadım ama babasını iyi tanırım gözlerinde nefret görmedim ama üzüntü ve çaresizlik gördüm.
لم ألتقي به من قبل لكنيأعرفوالده... وليست الكراهية هي مَن رأيتها في عيناه ولكناليأسوالحزن...

Bilmek istemiyorum. Bir daha adamın gözlerinin içine bakamayacağım.
لا أريد معرفة هذا ، لن أتمكن من رؤية الرجل في عيناه

gözlerinin içine bakıp "Hangi hayatın değerli olduğuna hangilerinin değersiz olduğuna nasıl karar veriyorsun?" derdim.
لأنظر في عيناه وأسئله كيف قرر من الذي يستحق العيش

Sana diyeceğim peder, bu atın gözlerinin içine baktığında bir ruhu olduğunu görürdün.
.. عندما تنظر في عيناه يا أبتاه كنت تعرف أن هذا الحصان لديه روح

gözlerinde şey bakışı var--
لديه تلك النظرة .. في عيناه وكأنه

gözlerinde Aynı ölü bakış.
ولديه نفس تلك النظرة القاتلة في عيناه

gözlerinde katil bakışları vardı, Smithers.
(كان عليك رؤية نية القتل في عيناه (سمذرز

Jake, kendisine bayılan medyayla gözlerinde yaşlarla görüştü ve bebeni ne kadar özlediğini ve haksız yere suçlandığını anlattı.
،و ذهب (جيك) إلى الصحافه صحافةٌ مُحبه ،بدموع ٍ في عيناه و أخبر العالم عن مدى إشتياقه لإبنته و أنه إتُهم ظلماً

Bunu gözlerinde gördüm.
لقد رأيت هذا في عيناه.

Onunla görüşeceğim. Bana güvenilir bir ortak olabileceğini söylerken, gözlerinin içine bakacağım.
سأسمعه وأنظر في عيناه وهو يخبرني

gözlerinin içine bak. Tıpkı Dr. Albright'ın bana baktığı gibi.
حدقي في عيناه بالطريقة التي الدكتورة (ألبرايت)