"في غرفة الطوارئ" - Traduction Arabe en Turc

    • acil serviste
        
    • acilde
        
    • Acil Servis'te
        
    • acile
        
    • acil servisinde
        
    • hastane acilinde
        
    acil serviste hastalara bakmakla bir animasyon oluşturmak tabii ki çok farklı işler. TED الآن نرى أن العناية بالمرضى في غرفة الطوارئ وتصميم الأفلام المتحركة هما عملان مختلفان تماماً.
    acil serviste olsaydı belki onu kurtarabilirdim. Open Subtitles لو كان في غرفة الطوارئ لكان في استطاعتي إنقاذه
    Olabilirler Aslında... bir keresinde acil serviste çalışıyordum ve bir bir adam, namuslu bir adam geldi ve şikâyeti-- Open Subtitles حسناً ، إنهم ممكن أن يكونوا كذلك حسناً أنا أتذكر هذا الوقت أنا كنت أعمل في غرفة الطوارئ وهذا ، هذا
    İkinci katta, acilde olabilir. Open Subtitles يمكن أن يكون في الطابق الثاني في غرفة الطوارئ
    Acil Servis'te, ancak Sarah burada değil. Open Subtitles أين ؟ في غرفة الطوارئ لكن ساره ليست هنا
    Eğer herhangi bir yardıma ihtiyacın olursa seni acile beklerim. Open Subtitles إن أردتِ مساعدةً لتكوني في مقدّمة الصفّ في غرفة الطوارئ...
    10:05'de, acil serviste uyanacaksın. Open Subtitles في الساعة العاشرة وخمس دقائق سوف تستيقظ في غرفة الطوارئ
    Kimse istemiyorsa Noeli bir acil serviste geçirmek zorunda olmamalı. Open Subtitles لا يجب ان يُحتجز أحد في غرفة الطوارئ ليلة عيد الميلاد ان كان لا يريد
    Son üç haftadır acil serviste kıdemli uzman olarak çalışıyor. Open Subtitles إنها طبيبة مقيمة في غرفة الطوارئ منذ ثلاثة اسابيع
    Hayır, o burada, acil serviste. Bir kaza geçirdi. Open Subtitles لا ، إنه هنا في غرفة الطوارئ لقد وقع له حادث
    Bir sinek ısırığı görüp de sıtma olduğumu zannettiğimde bana acil serviste eşlik ediyor. Open Subtitles وتبقى بصحبتي في غرفة الطوارئ عندما أعتقد أن عضة البعوض هي سرطان جلدي
    acil serviste bir uyuşturucu bağımlısını tutmaya çalışırken ona bir iğne saplandı. Open Subtitles لقد حُقنت في محاولتها لاحتواء مدمن مخدرات في غرفة الطوارئ.
    Tek bildiğim, acil yardım ekiplerinin acil serviste mümkün olduğunca çok yatacak yer açmamızı söylediği. Open Subtitles كل ما أعرفه هو, أن المساعدين الطبيين اقترحوا أن نقوم بإخلاء عدد من الأسرَة في غرفة الطوارئ بقدر الإمكان.
    acil serviste tanıştığın hemşire ile. Open Subtitles مع الممرضة اللتي قابلتها في غرفة الطوارئ.
    acil serviste hayat kurtarmakla meşgul olmadığın zamanlarda. Open Subtitles عندما لاتكون مشغولا لانقاذ حياة الناس في غرفة الطوارئ.
    Ama birkaç yıl önce acil serviste polise verdiğiniz bu ifade dikkatimi çekti. Open Subtitles ولكن يعتريني الفضول بشأن تقرير الشرطة هذا الذي ملئتِه قبل عامين في غرفة الطوارئ
    Bu ilçedeki her polis ya acilde, ya binanın içinde ya da otoparkta. Open Subtitles كل شرطي في المقاطعة إما في غرفة الطوارئ.. المبنى أو موقف السيارات
    İlk ölen buydu. Kimliği yoktu. Öylece acilde ortaya çıktı. Open Subtitles كانت هذه أول واحدة تموت ، ولم يكن معها هوية ، بل ظهرت فحسب في غرفة الطوارئ
    evet bunu özlemiştim sınırları olmayan doktorlar... adrenalin... evet dinle,ben de düşünüyordum ki... biraz acilde mesai almaya çalışacağım kritik vakalara geri dönmek için. Open Subtitles أطباء بلا حدود اندفاع الأدرينالين اسمعي كنت أفكر بأخذ مناوبات في غرفة الطوارئ
    Demek Acil Servis'te uzuv birleştiriyorsun. Open Subtitles إذاً, إعادة إيصال ذراع في غرفة الطوارئ
    Beşinci senenizde hem acile bakıp hem de sınava mı çalışmanız gerekiyor? Open Subtitles لازال عليكم العمل في غرفة الطوارئ في السنة الخامس، وتدرسوا للإختبار؟
    5 yıl önce bu gece bir hastanenin acil servisinde yaşayıp, yaşamayacağını bilemeden bekliyordum... Open Subtitles قبل خمسة سنوات ,على هذه الليلة بَقيتُ في غرفة الطوارئ بالمستشفى لا أعْرفُ .إذا
    Şef Thurman, hastane acilinde konuşmuş olabileceğiniz bir adam için geliyordu. Open Subtitles القائد (ثورمان) كان قادِم للتحدث معك عن رجل ربما كُنت تتحدث معه في غرفة الطوارئ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus