"في غرفة مليئة" - Traduction Arabe en Turc

    • bir oda dolusu
        
    • dolu bir odada
        
    • odada bir
        
    • dolu bir salonda
        
    • dolu bir odaya
        
    • dolu bir odadaki
        
    • olduğu bir odada
        
    Burada sadece iki yetişkin, bir oda dolusu çocuk arasında öpüşüyor. Open Subtitles نحن فقط اثنان بالغان طبيعيان يتبادلا القبل في غرفة مليئة بالاطفال
    Profesyoneller, farkındayım ki bir oda dolusu profesyonele konuşuyorum ve bu çok önemli bir yere sahip TED أنا واعية أني أتحدث إلى التحدث في غرفة مليئة بالمختصين لديهم مكان مهم جداً
    Nitekim onu, içi silah ve porno dergileriyle dolu bir odada buldum. Open Subtitles على أي حال، عرفت بكذبها في غرفة مليئة بأسلحة ومجلات سبانك هاوس
    Amigolarla dolu bir odada amigolar hakkında atıp tutulur mu? Open Subtitles تتحدثين بشكل سيء عن المشجعين في غرفة مليئة بهم ؟
    Sizi tanımayan insanlarla dolu bir odada bir kaynak olarak çıkmazsınız. Asla. Open Subtitles أنت لا تكشف عن مصدر خارجي في غرفة مليئة بأناس لا تعرفهم، مطلقًا
    Böyle insanlarla dolu bir salonda herkesin dikkatini bana vermesi gibisi yok. TED لا شيء يضاهي وجودي في غرفة مليئة بالناس هكذا، حيث تمنحونني جميعًا انتباهكم.
    Evet, neredeyse insanlarla dolu bir odaya bizim sihirli maruz. Open Subtitles أجل ، كدت تكشفين سحرنا في غرفة مليئة بالناس
    Pardon. Sallanan sandalye dolu bir odadaki kedi kadar heyecanlıyım. Open Subtitles آسفة، أنا متوتر مثل قطط في غرفة مليئة بالكراسي الهزازة.
    Bazen, kasten olmasa da birinin kalbini yerinden söküp 26 kişi ve bir öğretmen asistanının olduğu bir odada ayaklar altına alabiliyorsun. Open Subtitles وبعض الأحيان بدون علمك قد تخرجين قلب أحدهم وتدوسين عليه في غرفة مليئة بـ26 شخص ومساعدة مدرس
    Bana yardım etmeye, beni desteklemeye ve gerçek beni ortaya çıkarmaya çalışan bir oda dolusu erkekle aynı yerde bulunmaya da katlanamıyordum. TED لم أستطع الوقوف في غرفة مليئة برجال يسعون للمساعدة والدعم وأن أقدم نفسي الحقيقية.
    Hank gibi bir kalasla karlarda yola çıkmak mı yoksa bir oda dolusu silahlı polisle burada oturmak mı? Open Subtitles أو اجلس هنا في غرفة مليئة بالضبّاط المسلّحين؟
    Yani birisi tarafından, bir oda dolusu insana ateş etmesi için kandırıldı mı diyorsunuz? Open Subtitles هل تقترحين أن شخصاً آخر أقنعه بالذهاب هناك وإطلاق النار في غرفة مليئة بالناس؟
    Casey, bir oda dolusu erkek ve iki al-bir öde içkilerle yalnız üniversite öğrencisiyiz. Open Subtitles كايسي، نحن فتاتان كليَّة وحيداتان حديثاً في غرفة مليئة بالأولادِ وإثنتان لمشروب واحد.
    Şu anda yukarıda bir oda dolusu insana emirler yağdırıyor. Open Subtitles تقوم بالقاء الأوامر في غرفة مليئة بالناس
    Bana kim olduğumu sorduklarını hatırlıyorum. Bir cevabım yoktu. En azından hakikatin peşinden koşan erkeklerle dolu bir odada, hiçbir cevap doğru hissettirmedi. TED أتذكر أنني سُئلت من أنا، ولم يكن لدي إجابة، على الأقل ليست التي شعرت أنها صادقة في غرفة مليئة برجالٍ يسعون إلى الحقيقة.
    Çoğunu çıplak görmüş olduğun erkeklerle dolu bir odada olmak ilginç olmalı. Open Subtitles لا بد من أنه مشوق, أن تكوني في غرفة مليئة برجال معظمهم رأيتيهم مع سراويلهم أسفلهم
    - Ağzına kadar silah dolu bir odada. Open Subtitles أريد أن يتم القاء القبض عليه انه في غرفة مليئة بالمسدسات
    Mikrofonlarla dolu bir odada cinayet işlediğimi itiraf edeceğimi mi sandın? Open Subtitles تظن انني سأقوم بالإعتراف على جريمة قتل في غرفة مليئة بمكبرات الصوت
    ♪ Nereye gittiği bilinmeyen ♪ Dumanlı odada bir şarkıcı Open Subtitles * ذاهب إلى أي مكان * * مغني في غرفة مليئة بالدخان *
    * Dumanlı odada bir şarkıcı * Open Subtitles * مغني في غرفة مليئة بالدخان *
    Geceyi Waldorfd'ta resmen dumanla dolu bir salonda Cumhuriyetçilerle birlikte geçirdim. Open Subtitles لقد قضيت الليلة فعليا في غرفة مليئة بالدخان في فندق الوالدروف مع كبار الجمهوريين
    Yabancılarla dolu bir salonda bu hisler hakkında konuşmak ne kadar zor olsa da bu karışık hisleri anlamayı öğrenebilirsek o çocuk için ışığa giden yolda yolumuzu bulacağımıza inanıyorum, onu koruması gereken bir yetişkin tarafından vücuduyla olan ilişkisi darmadağın olmuş bir çocuk. TED ورغم ذلك أعلم أنه صعبٌ الجلوس مع هذه المشاعر في غرفة مليئة بالغرباء. لو استطعنا أن نجد طريقنا من خلال هذا الشعور الفوضوي، أعتقدُ أننا سنجد طريقنا إلى ضوء الشفقة من أجل هذه الطفلة، التي تم تدمير علاقتها مع جسدها عن طريق شخص كبير كانت وظيفته حماية جسدها.
    Tamamen ünlülerle dolu bir odaya gitmiştik, oraya "Ünlüler Kabini" demişti. Open Subtitles في غرفة مليئة المشاهير يدعو المشاهير مجلس الوزراء
    O kibritlerle dolu bir odadaki ateş gibidir. Open Subtitles هي مثل الزعيمة في غرفة مليئة بالمباريات
    Bazen, kasten olmasa da birinin kalbini yerinden söküp 26 kişi ve bir öğretmen asistanının olduğu bir odada ayaklar altına alabiliyorsun. Open Subtitles وبعض الأحيان بدون علمك قد تخرجين قلب أحدهم وتدوسين عليه في غرفة مليئة بـ26 شخص ومساعدة مدرس

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus