"في غرفتها" - Traduction Arabe en Turc

    • Odasında
        
    • Odasına
        
    • odasından
        
    • odasındaki
        
    • odasındaydın
        
    • odada
        
    • Odasını
        
    Hafta sonu için beni davet etti.Şu anda Odasında üstünü değiştiriyor. Open Subtitles وقد دعتني هنا لعطلة نهاية الإسبوع إنها في غرفتها الآن، للتغيير
    Emily'nin anlattığına göre yatakhanede iblislere karşı koymuş ama hastane Odasında başa çıkamamış. Open Subtitles أخبرتني إيميلي مرة أنها قاومت الشياطين في غرفتها ولكنهم تمكنوا منها في المستشفى
    Ve sonra sadece biz kalmıştık, ...Odasında, bilirsin partiyi devam ettiriyorduk. Open Subtitles وبعدها لم يبقى الا انا وهي في غرفتها استميرنا في الحفله
    sadece,benim karım kendini Odasına kilitlemeyi tercih ediyor. Open Subtitles فقط زوجتي تفضّل أن تقفل الباب على نفسها في غرفتها..
    Her gün güzel çiçekler toplar ve onları onun için Odasına koyardım ve o da bana dünyada verilebilecek en güzel hediyeyi verdi. Open Subtitles كل يوم أجمع الزهور وأضعهم في غرفتها من أجلها وهي أعطتني أجمل هدية
    Yukarıda, Odasında annesinden ne kadar nefret ettiğini bloğuna yazıyor. Open Subtitles انها في غرفتها تكتب في مدونتها كم هي تكره امها
    Meksikalı Odasında yoktu, ben de tam onu aramaya çıkacaktım. Open Subtitles المكسيكية لم تكن في غرفتها لذا كنتُ سأذهب لأبحث عنها
    - Burası hapishane değil. - Natasha'nın eşyaları hala Odasında mı? Open Subtitles أنه ليس سجن هل أشياء ناتاشا ما زالت في غرفتها ؟
    Bir seferinde Bayan Dobie geç saatte Odasında oturuyordu. Open Subtitles وحين تكون آنسة دوبي في غرفتها في آخر الليل
    Bayan Blanche Odasında kilitliyken yangın çıktığını düşünün? Open Subtitles افترضي أنه حصل حريق أو شيء آخر والآنسة بلانش محبوسة في غرفتها هكذا ؟
    Odasında kalır ruhsal zırvları okumaya başlar burçlar, Zen, Hinduizm Open Subtitles بقيت في غرفتها تقرأ الزبالة الروحية.. الأبراج, والتعاليم البوذية والهندوسية...
    Daha iyi, ama hala Odasında. Open Subtitles لابأس, فهي تتحسن لكنها مازالت راقدة في غرفتها
    Idgie yukarda Odasında... ve asla dışarıya çıkmayacağını söylüyor. Open Subtitles ادجي موجودة فوق في غرفتها.. وتقول لن تخرج منها لباقي حياتها
    Kahya aşağı kattayken de hanımefendi Odasında oluyordu. Open Subtitles حين تكون مدبرة المنزل في الأسفل تبقى السيدة في غرفتها
    Kızınız Odasında veya evdeyse sizi aldattığım için devletin adaletini yağdırın üstüme. Open Subtitles .. إذا كانت في غرفتها او المنزل .. دعني الي القضاء لمعاقبتي بسبب خداعي لك
    Bazen kendini günlerce Odasına kilitler ve kitap okurdu. Open Subtitles أحيانا تقفل على نفسها فوق في غرفتها لأيام، فقط للقراءة
    Ama Bates bugün onu Odasına gelmeye ikna etti. Open Subtitles و لكنها أصرت على ان يزورها في غرفتها اليوم
    Onu tek başına bir yere kapat.Ama kendi Odasına değil. O zaman tatil gibi geliyor. Open Subtitles فقط عاقبها في مكان ما ولكن ليس في غرفتها ستكون كالعطلة لها
    Lolita'ya on kez bunu odasından çıkarmamasını söyledim. Open Subtitles لقد أخبرت لوليتا كثيرا بأن تضع هذا الشيء في غرفتها
    Arka planı da görmeye bayılmıştım. odasındaki piyanonun üzerinde oturan küçük ayıcığı görebiliyordum. TED وحتى اني احببت رؤية ما خلفها كنت استطيع ان ارى دمية الدب الصغيرة تجلس على البيانو خلفها في غرفتها
    Az önce onun otel odasındaydın. Open Subtitles لقد كنتِ في غرفتها في الفندق قبل قليل
    Eğer başarılı olursa, eşiyle aynı odada kalmaya hak kazanır. Open Subtitles فإذا نجح في ذلك امكنه ان يقضي ليلته في غرفتها
    - Odasını mı aradınız? Open Subtitles لقد بحثت في غرفتها ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus