Fiji haberlerini anlamam da benim için bir hayli zor, garip olan, Fiji' de devam etmekte olan muazzam bir bedelin olması. | TED | ومن المستحيل تقريبا أن أتحصل على أخبار فيجي. وهو الأمر الغريب، لأنه في الواقع هناك الكثير من الأحداث تقع في فيجي الآن. |
İçme suyunu Fiji'de plastik şişelere koyup buraya taşımamız aptalca. | TED | من الغباء أن نضع المياه في قوارير بلاستيكية نعبئها في 'فيجي' ونرسلها الى هنا. |
Bence Fiji'deki görevi kabul etmekle en büyük yardımı yaparsın. | Open Subtitles | أظن أنه يمكنك مساعدتنا بأن تنجز المهمة التي عرضت عليك في فيجي |
Fiji'de Fosforlu yosunlar yılda bir kez suyun yüzeyine çıkıp, | Open Subtitles | لديهم في فيجي طحالب مشعة بلون قوس القزح تطفو على سطح الماء مرة كل عام |
Fiji'de... fosforlu yosunlar yılda bir kez suyun yüzeyine çıkıp... böyle görünürler. | Open Subtitles | لديهم في فيجي طحالب مشعة بلون قوس القزح تطفو على سطح الماء مرة كل عام هكذا يبدو منظرها |
Fiji'de ki misyonerler Tonga'ya giden gemide bana iş buldu. | Open Subtitles | قام المبشرين في فيجي بتحصيل عمل لي على متن سفينة متوجهة الى تونكا تشاركت كابينة مع سويد |
Fiji'de, Rusi'nin resiflerinde, neyin yolunda gitmediği hakkında referans çizgisi oldu. | Open Subtitles | لفهم ما كان هو الخطأ في شعاب روسي المرجانية على بعد 2000 ميل في فيجي |
Kava içip, Fiji'de... bir devle evlenmenden daha delice değil. | Open Subtitles | ليس سخيفاً شرب الكافا والزواج من ضخم الجثّة في "فيجي" |
Fiji'deki mürettebata güverte tayfası olarak katılıyorsun | Open Subtitles | ستنضم الى الطاقم في فيجي على أنك عامل على القارب |
Fiji'de sörf yaptığına dair söylentiler var, hepsi bu kadar. | Open Subtitles | الشائعات تقول بأنّه في فيجي ولكنّها مجرد شائعات |
Bu yüzden ayrı odalara ihtiyacımız olacak Fiji'de. | Open Subtitles | هذا هو السبب في أننا ستعمل تحتاج غرف منفصلة في فيجي. |
Fiji'de bir doktordan öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت أنه من رجل الطب في فيجي. |
Evet, ama katalog çekimleri için Fiji Adasına gitmesi gerekti. | Open Subtitles | نعم ، لكن عندها بعض الصور الملتقطة في "فيجي" من ألبوم أو شيء ما |
Fiji'deki aylardır sıkı çalışmaya değmişti. | Open Subtitles | الشهور من العمل الشاقّ في فيجي دفعت |
Fiji'de, burada, sadece harika resifler değil; | Open Subtitles | هنا في فيجي رأينا بعض الشعاب المدهشة |
Fiji'nin Nakavala köyündeki... Vatulolo adasındasın. | Open Subtitles | أنتِ في جزيرة "فاتولولو" في "فيجي" في قرية "ناكافالا" |
"Fiji'de yaban domuzu avı, hava dalışı," | Open Subtitles | "صيد الخنزير البري في "فيجي", والقفز بالمظلات" |
Muhtemelen uçaktan atlayıp Fiji'ye yüzmüştür. | Open Subtitles | قفز الكائن مايو من والسباحة في فيجي. |
Ve bu adalar uzun zamandır hep ıssızdılar,... ...çünkü eski zamanlarda bile,... ...bu adalar çok uzaktı... ...Fiji'nin parlak ışıklarından,Hawaii'den ve Tahiti'den... ...eski Polinezyalı denizcilerden... ...Pacifik'ten bolca geçen. | TED | وهي غير مأهولة هكذا منذ وقت طويل، لأنه حتى في العصور القديمة، كانت تلك الجزر تُعد بعيدةً للغاية عن الحياة البرّاقة في فيجي و هاواي و تاهيتي بالنسبة للبحارة البولينيز القدامى الذين كانوا يصولون و يجولون عبر المحيط الهادي. |
Belki bir zaman Fiji'de buluşuruz. | Open Subtitles | يمكنك أن تلاقيني في فيجي |