Onları bir düşünsene, şu an ofislerinde ter içindeler art arda sigara yakıyorlar, tırnaklarını yiyorlar ülserleri koca bir teknenin gövdesinde bir delik açacak kadar asit üretiyor. | Open Subtitles | فكّر بهم، يتعرقون في مكاتبهم يقضمون أظافرهم قرحتهم تتحول لأسيد حارق يُحدث ثقبًا في سفينتهم |
Diğer insanlar işlerini ofislerinde bırakıp eğlenebiliyorlar ama biz çok farklıyız. | Open Subtitles | أعني الآخرين يتركون عملهم في مكاتبهم يفسحون عما بداخلهم |
Ya onların ofislerinde ya da öğle yemeklerinde görüşüyorduk. | Open Subtitles | لا. كنا نتقابل في مكاتبهم أو على الغداء. |
Haftada 20 mektup göndereceğim ve ofislerine gideceğim... | Open Subtitles | سوف ارسل لهم عشرين رسالة في الاسبوع , سوف اذهب اليهم في مكاتبهم |
Yetkililer devlet görevlilerinin cenazeye katılmasını yasaklarken, bazılarını ofislerine kilitleyip bir kısım hastaların da çıkışını engelledi, toplanma, darbeden beri yapılan en büyük toplantıydı. | Open Subtitles | بينما السلطات سعت لمنع موظفي الخدمة الوطنية من حضور الجنازة، بحبس بعضهم في مكاتبهم ورفض الإجازات المرضية، فإن التجمع كان الأكبر في (بورما) منذ الإنقلاب. |
henüz kayıt yaptırmadılarsa bulacağım. Çünkü, tüm teknoloji şirketlerine Girls Who Code sınıflarını ofislerinde açmaları için ihtiacımız var. | TED | وإذا لم تكن من المنخرطين فسأجدك ، لأننا بحاجة إلى كل شركة من شركات التكنولوجيا لتضمين أحد الفصول الدراسية لبرنامج فتيات مُبرمِجات في مكاتبهم. |
Bu ölenlerin kendi ofislerinde, davetsiz biri tarafından tehdit edilmeleri çok komik. | Open Subtitles | هؤلاء الناس الميتون كانوا مهددون من قبل دخيل في مكاتبهم... |
ofislerinde yayın gibi bir şey var mı onu denesek? | Open Subtitles | حاول بثها في مكاتبهم أو شيء من هذا؟ |
O şerefsizlerin ofislerinde oturup saatlerce yalvardım. | Open Subtitles | جلست في مكاتبهم وتوسلت لأولئك الأوغاد |
ofislerinde sizi hiç görmedim. | Open Subtitles | لم أرك في مكاتبهم |
Hayır, ofislerinde değil. | Open Subtitles | ليس في مكاتبهم, لا. |