İkiniz de hastanenin bodrum katındaki biyolojik tehlike triyaj bölümünde tedaviye alınacaksınız. | Open Subtitles | كِلاكما سيتمّ معالجته في وحدة الفرز البيولوجيّة في الطابق السفلي لهذا المستشفى |
Hunt, yanık bölümünde göğüs duvarının bir kısmını kaybetmiş bir adam var. | Open Subtitles | هنت ، لدي رجل في وحدة الحروقات فقد جزء من جدار صدره |
-Hey! Hey! Bak eğer... muhafaza bölümünde olanları söylüyorsan her şey kontolüm altındaydı. | Open Subtitles | اسمعي ان كنتي تقصدين ما حصل في وحدة الاحتواء |
Hastanedeki özel bir kardiyak ünitesinde mi yoksa evlerinde mi iyileşmeliler? | TED | هل يجب ان يتم ذلك في وحدة عناية متخصصة بأمراض القلب في المستشفى او ان يتم ذلك في المنزل ؟ |
Bir gün, bir asistan hekim iken, annemin yoğun bakım ünitesinde olduğuna dair bir telefon aldım. | TED | ذات يوم، وحينما كنت طبيبة مقيمة، وصلني اتصال يقول أنها في وحدة العناية المركزة. |
1960'lı yıllarda, Marion HYB'e ev sahibi olmadan evvel, kötü nam salmış Kontrol Birimi'nin eviydi. | TED | في عام 1960، وقبل أن يتم إيداع ماريون إلى وحدة إدارة الاتصالات، كان موجودا في وحدة تحكم مشهورة بسوء سمعتها. |
Hapiste 5 yıl ya da bir savaş birliğinde servis yapmak. | Open Subtitles | خمسة أعوام أخرى في السجن أو الخدمة في وحدة عسكرية نشطة. |
Beni Devonshire bölümünde tuttu, Metro'ya geri dönmem 8 ay sürdü. | Open Subtitles | وقام بتعليقي في وحدة ديفونشير ، وقد اخذ مني ثمانية اشهر للأنتقال إلى وحدة الميترو |
Uyuşturucu bölümünde. Bunu da o yüzden satın aldım. | Open Subtitles | في وحدة مكافحة المخدرات لهذا السبب أحضرت هذا |
Hadi ama. Uyuşturucu bölümünde çalışıyor. Espresso bölümünde değil. | Open Subtitles | هيا ، انه في وحدة مكافحة المخدرات و ليس في وحدة قهوة الإسبريسو |
Kanser bölümünde gönüllü çalışıyordu. | Open Subtitles | اعتاد أن يتطوع في وحدة السرطان. |
Bürosundaki yedi denizci, biz gidene kadar malzeme bölümünde olduğunu doğruluyor. | Open Subtitles | ْ7 بحارة في مكتبه أكدوا إنه كان في وحدة المؤن -حتى ظهرنا |
İşte bu yüzden yoğum bakım ünitesinde çalışıyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب اعمل في وحدة العناية المشددة. |
Teksas Eyaleti'ndeki bütün infazlar Huntsville ünitesinde yapılır. | Open Subtitles | ثانية، رجاء كلّ أحكام الإعدام في ولاية تكساس تحدث وتطبق في وحدة وسط مدينة هانتسفيلنا |
Yine de, duruşmasına kadar o burada, yeni tecrit hücrede olacak. | Open Subtitles | و هي هنا حتى يحين موعد محاكمتها في وحدة العزل الجديدة |
Bir kalbe sahip insanlar olarak, hepimiz hayatın bütünlüğüyle memnun oluruz ve belki de bir zamanlar o kutsal mağarada olanları değiştirebiliriz. | TED | وكبشر يمتلكون قلوبًا، نستطيع جميعًا أن نبتهج في وحدة الحياة، وربما يمكننا أن نغير ما حدث مرة في ذلك الكهف المقدس. |
A.B.D. Hazine Dairesi Özel Projeler Birimi'nde baş müfettişim. | Open Subtitles | أنا رئيس المحققين.. في وحدة المشاريع الخاصة بمفقودات الخزنات. |
Şerifin Anti Terör Birimi'nden olduğu söyleniyordu. | Open Subtitles | لكن المقال قال أنه كان عضوا في وحدة محاربة الإرهاب |
Tom'un birliğinde 7 kişi vardı ve hepsi de onun yaptığını söyledi. | Open Subtitles | 7رجال في وحدة توم كلهم قالوا بأنّه قام بها. |
İçkisini bile saklayamayan bir çocuk muıharebe birliğinde mi gönüllü olacak yani? | Open Subtitles | صبي لا يُمكنه حتى التحكم في شربه يتطوّع الآن للخدمة في وحدة قتالية؟ |