Alzheimer hastası olan bir sakinle tanıştık, ama oldukça dinç ve sağlıklıydı. | Open Subtitles | قابلنا ساكنا الذي عنده النسيان، لكنّه بدا نشيط ويقظ جدا في الحقيقة. |
Ben ve kankam, geceye bir barda başladık, birkaç tek attık, bayanlarla tanıştık. | Open Subtitles | لقد بدأت سهرتي أنا وصديق في حانة تناولنا بعض الكؤوس قابلنا بعض السيدات |
Bizimle bir buçuk saate 17. Yol'un dışındaki Sony's'te buluş. | Open Subtitles | قابلنا في مطعم سوني قبالة الطريق 17 بعد 90 دقيقة |
Son gün Majesteleri Norveç Kraliçesi ile karşılaştık Twitter bunu yeterince işleyemedi. | TED | في آخر يوم، قابلنا جلالة ملكة النرويج، ولم يستطع تويتر تجاهل الأمر. |
30 dakika sonra Plaza Otelin önünde buluşalım yoksa cipslerini yerim. | Open Subtitles | اذا قابلنا خارج فندق بلازا في 30 دقيقة، أو أنا سآكل رقائقك |
Bugün o bilgisayar kaydındaki herkesle görüştük. | Open Subtitles | لقد قابلنا كل شخص سجل دخول من هذا الحاسب اليوم |
Kenya'da tatlı dilli bir insan olan David Kuria ile tanıştık. | TED | في كينيا، قابلنا معسول الكلام ديفيد كورييا. |
Arupa ve personeli ile tanıştık ve Arupa, benim ona suçlu hissetmemesini söylediğimde bunun onu rahatlattığını ve bunu, bizim bakış açımızdan göremediğini söyledi. | TED | قابلنا أروبا وموظفيها، وقالت أني أغثتها حين أخبرتها ألا تشعر بالذنب وأنها لم تكن تراها من وجهة نظرنا |
Kızım Grace ve ben onun gibi yüzlerce insanla tanıştık. | TED | أنا وابنتي جريس قابلنا المئات من الأشخاص مثلها. |
Fakir, hassas ve zeki bir genç bayla tanıştık. | Open Subtitles | لقد قابلنا شاب كان فقيراً وحسّاس وذكي للغاية. |
Los Angeles'a vardık ve McManus'un bulmuş olduğu alıcı olan Redfoot ile tanıştık. | Open Subtitles | وصلنا الي لوس انجيلس و قابلنا ريدفووت الذي كلمنا عنه مكمانس |
Ve de o kızlarla tanıştık, baba. | Open Subtitles | أيضاً، قابلنا تلك الفتيات أبي لن تصدق ما حصل |
Sadece bir saat sonra kapıda bizimle buluş. | Open Subtitles | فقط قابلنا بالخارج ، في غضون ساعة تقريباً. |
Sadece bir saat sonra kapıda bizimle buluş. | Open Subtitles | فقط قابلنا بالخارج في غضون ساعة تقريباً .. |
Tijuana'da 50 farklı ülkeden 14 farklı dil konuşan mültecilerle karşılaştık. | TED | ففي تياوانا قابلنا لاجئين من أكثر من خمسين دولة، يتكلمون أربع عشرة لغةً مختلفة. |
Her tür müşteriyle karşılaştık, şurdaki adam gibi. | Open Subtitles | قابلنا كل الأنواع من الزبائن مثل هذا الرجل |
5. binanın lobisindeki polis masasında buluşalım. | Open Subtitles | و قابلنا عند مكتب الشرطة في الرواق الخامس،مفهوم؟ |
Sevdiğim çorba yok muymuş? Hayır, daha yeni bir taşıyıcı anneyle görüştük ve şansımız yoktu. | Open Subtitles | لا انا مستاءة لأننا قابلنا للتو أم بديلة اخرى و لم يحالفنا الحظ |
Bütün dünyadan LGBT göçmenleri gördük ve bu kişiler ülkelerinde kendilerini güvende hissetmiyordu. | TED | قابلنا لاجئين ممن هم مثليين ومن حول العالم الذين لم يسبق لهم أن عاشوا في دولة يشعرون بها بالأمان. |
Yeni biyoloji öğretmenimizle tanışmıştık ve bir film izliyorduk. | Open Subtitles | كنا قابلنا لتونا معلمة الأحياء الجديدة وكنا نشاهد فيلماً |
Deliriyor muyum ? O günü grubumuzun 5. üyesiyle-- marihuanayla tanıştığımız gün olarak hatırlıyoruz! | Open Subtitles | ننظر إلى ذلك اليوم بأنه اليوم الذي قابلنا فيه فرد طاقمنا الخامس الماريجوانا |
Bugün görmek isteyeceğin son kişi benim, biliyorum, ama babam ve ben markette Serena'ya rastladık. | Open Subtitles | اعلم انني اخر شخص تتوقع ان تراه اليوم ولكنني انا وابي قابلنا سيرينا خلال التسوق بالمتجر |
- Kimi yokladığını bilmiyorum ama İngilizlerle şimdi karşılaşırsak iki şeyden emin olabilirsin. | Open Subtitles | لا أعلم من تخدم إذا قابلنا البريطانيين الآن من المؤكد حدوث أحدى الشيئين |
Takımın geri kalanını toplayıp bizimle o bölgede buluşun. | Open Subtitles | اريدك ان تجمع باقى الفريق و قابلنا على بعد نصف ميل جنوب النقطة |
Yine de Amerikalılarla ilk karşılaşmamızda onları yendik. | Open Subtitles | وطردنا نصف الطريق عبر أفريقيا على أية حال , لقد قابلنا الأمريكان لأول مرة وهزمناهم |