söylediği bazı şeylerin bizim burada yaptıklarımızı bildiğini gösterdiğini biliyorum. | Open Subtitles | بعض الأشياء التى قالتها تشير على معرفتها بما نفعله هنا |
Tüm bu söylediği şeyler yalan, değil mi? | Open Subtitles | كل الاشياء المريعة التي قالتها ليست صحيحة ؟ اليس كذلك؟ |
..dedi, yüzündeki koca gülümsemeyle. | Open Subtitles | لقد قالتها بإبتسامة كبيرة زائفة على وجهها |
"Ve işte bu yüzden çift kostümü giyme işini çiftlere bırakıyoruz" dedi bilgece. | Open Subtitles | و لهذا نترك أزياء الأزواج للأزواج قالتها بحكمه |
Odile ağzından kaçırdığını Söyledi ama onu ima etmişti. | Open Subtitles | قالتها أوديل بدون تفكير لكنها كانت تعنيها |
Yedinci sınıfa giderken, sınıftaki her kız öyle söylemişti. | Open Subtitles | كلّ فتاة قالتها عندما كنتُ بالأول المتوسّط. |
Ölmeden önce söylediği son şeylerden biri de ona iyi bakmamdı. | Open Subtitles | واحدة من آخر الأشياء التي قالتها لي في المستشفى قبل وفاتها هي أن أعتني بالكلب |
Ve kardeşimin söylediği son sözleri de duymuş olmalısın. | Open Subtitles | وبالتأكيد أنت سمعت الكلمات الأخيرة التى قالتها أختي |
Ama aynı şeyi, o da bana söylediği zamanki duygu... sanırım hayatımın en güzel anıydı. | Open Subtitles | لكن الاحساس عندما هي قالتها لي كانت اللحظه الاروع في حياتي |
Linda'nın söylediği bütün saçmalıkları unutmayı deneyelim. | Open Subtitles | دعينا نُحاول نسيان جميع الأشياء التي قالتها ليندا |
Arkadaşının söylediği o kötü şeyleri sana yaptım mı gerçekten? | Open Subtitles | هل فعلت حقاً تلك الأشياء البشعة التي قالتها صديقتك؟ |
O kadının kameraya söylediği her kelime doğruydu. | Open Subtitles | كل كلمة قالتها تلك المرأة على الكاميرا صحيحة. |
dedi, cesaret vererek. Şuraya geç ve patenleri çıkar. | Open Subtitles | ـ قالتها بشكل مُشجّع ـ تعال إلى هُنا وأنزع هذه المزلاجات عني |
dedi banyoma girip suyumu ve havlumu kullanan kadın. | Open Subtitles | قالتها المرأة التى فى حمامى الخاص واقفة تحت مائى الخاص وتستخدم مناشفى الخاصة |
"Şimdi beni biraz yalnız bırak ki rahatça uyuyabileyim" dedi Kurtçuk yorgunca. | Open Subtitles | "أما الآن فدعيني بسلام لأنام." قالتها اليرقة بشكل ضعيف. |
Senin için çok çekici dedi, sanırım söylediği buydu. | Open Subtitles | لقد وجدتكِ "مغرية" أعتقد بأنها كانت الكلمة التي قالتها |
O Söyledi, Şimdi sen de onu sevdiğini söylemelisin! | Open Subtitles | لقد قالتها لك لذا عليك أن تقولها لها وسوف تعود لتقلولها لك |
Ve büyükannen söylemişti, onun da büyükannesi söylemişti ve herkes böyle olduğunu biliyor ama yine de çok az vitamin barındıran fast-food ve et, ve yağ, ve şeker, ve nişasta, ve işlenmiş gıda ayrıca vitamin takviyesi de alma çünkü sana zarar verebilir! | Open Subtitles | و ليس الكفاية من الشيء الصحيح. و جدّتك قالتها، و جدّتها قالتها و الجميع يعرفون بأنّها صحيحة إلّا أنّهم بدلاً من ذلك... |
Ben onun aynen geçen yıl dediği sözleri kullandım. | Open Subtitles | أستخدمت نفس العبارات التى قالتها لى العام الماضى |
Ne olmuş ona? Karının anlattığı şeyleri anlamaya çalışıyorum sadece. | Open Subtitles | أنا أحاول فقط فهم الأشياء التي قالتها زوجتك |
söylediği şeyler herkesin söyledikleri. | Open Subtitles | الأشياء التي قالتها والتي يقولها الجميع |
Evin hanımı, bir yandan endişelenmemizi söylerken; bir yandan da servis yapıyordu. | Open Subtitles | وقتها طمئنتنا السيده بأنه لا يجب أن نقلق قالتها و مررت طبق الفجل الحار إلى المائده |