Bardaki o kadın ya da her neyse istediğim her şeye sahip olabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | هذه ، المرأة أومهماكانتهي، في الحانة، قالت لي أنه يمكنني الحصول على أي شئ أريده |
Daphne başkanın eşinin doğum günü için şal almamı söyledi ve ben de bütün hafta sonumu Chicago'da geçirmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | دافني قالت لي أنه يجب أن أحضر وشاح لـ زوجة العمدة في عيد ميلادها و أقضي كل عطلة نهاية الأسبوع في شيكاغو |
Hatta eski annesiyle seks yapmış olduğun düşüncesinin onu deli ettiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت لي أنه جنّ جنونها لمعاشرتك طليقة أبيها |
Bu öğleden sonra öldürüleceği konusunda adamın onu uyardığını söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت لي أنه حذرها أنها سيتم محاولة قتلها هذا المساء. |
Bernadette hoş olmadığını söyledi ve izin vermedi. | Open Subtitles | برنديت قالت لي أنه من غير اللطيف و أنا لست مسموحا بذلك |
Gelip seninle aramı güçlendirmeliymişim böyle söyledi. | Open Subtitles | قالت لي أنه يفترض بي القدوم وأصحح الأمور معكِ. |
Büyükannem babam benimle daha fazla ilgilenmezse Meclis Yetimhanesi'ne konacağımı söyledi! | Open Subtitles | جدتي قالت لي أنه إذا لم يكُن أبي منزعجاً بي أكثر سيتموضعيفي ميتمدير كنيسة! |
Hemşire seni bulmamı söyledi. Gelmen gerek. | Open Subtitles | الممرضة قالت لي أنه عليّ البحث عنكِ عليكِ أن تأتي الآن . |
Hemşire seni bulmamı söyledi. Gelmen gerek. | Open Subtitles | الممرضة قالت لي أنه عليّ البحث عنكِ عليكِ أن تأتي الآن . |
Periler bana yaşadığını söyledi. | Open Subtitles | الأشباح قالت لي أنه حي |
Yani o ortak isteğimiz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | إنها قالت لي أنه هجران متبادل |
Letterman'ın Miami'ye gittiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت لي أنه ذهب إلى ميامي |
Yarası olan şu kadın bana Lizzie'yle birlikte çıktığını söyledi. | Open Subtitles | تلك المرأة ذات الندبة قالت لي أنه خرج -بصحبة (ليزي ).. |
Dua etmem gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت لي أنه ينبغي علي الصلاة |