"قام به" - Traduction Arabe en Turc

• yaptığı
• yaptığını
• yaptı
• yaptıklarını
• yaptıysa
• yaptıkları
• yapmış

Bu platformda yaptığı şey şehri oluşturma sürecini anlatan 12 parçalık bir seri.
كان ما قام به في الواقع سلسلة من 12 نقطة لبناء هذه المدينة.

Verimli bir biçimde yaptığı şey patatesi yeniden markalandırmak oldu.
والذي قام به بكفاءة الملك حينها أنه غير مفهوم البطاطا

Öyle de olsa gerçekte yaptığı şey beni katile çevirmekti.
بالرغم من أن ما قام به هو تحويلي إلى قاتل.

yaptığını sana itiraf etmesinin sebebi, bundan çok pişmanlık duymasıydı.
هو فقط اعترف بما قام به لأنه كان ممزقا بسببه

Şanslı bir tesadüf anında, Bu adamın neler yaptığını göstermek için TED'e yeni bir slayt yolladım.
في لحظة صدفة مذهلة، واضطررت إلى إرسال تيد شريحة جديدة لتظهر لكم ما قام به هذا الرجل.

Bunu nasıl yaptığını gördünüz. Burada bu mahkemede yaptı.
لقد رأيتموه يفعل ذلك، وقد قام به هنا بهذه القاعة

Ama kesildiğinde ve halkının yaptığı şeyi öğrendiklerinde sığınağı ele geçirecekler.
ولكن عندما يتوقف، ويكتشفون ما قام به شعبكِ لقد سرقوا القبو

Cerrahım, 20 yıllık meslek hayatı boyunca yaptığı en zor organ nakli ameliyatı olduğunu söyledi.
والجراح صاحب خبرة مدتها 20 عاماً قال ان عملية الزرع التي قام بها هي اصعب ما قام به على الاطلاق

Aslında yaptığı kemiğimi baldırımdan devaskularize edip onu uyluğuma tekrar vaskularize ettikten sonra kalçamın ve dizimin sağlam kısmına bağlamaktı.
ان ما قام به بالتحديد هو فك رباطها ومن ثم اعادة ربطها في فخذي ومن ثم وصلها الى الاجزاء المتينة في ركبتي ووركي

Ya da bunun gibi, kendisinin yaptığı bir ışıklandırma tasarımı General Motors için, teşhir alanı için. Ve o mekana girersiniz,
أو شيئا من هذا القبيل ، وهو تصميم الإضاءة الذي قام به لجنرال موتورز ، من أجل معرض السيارات. وما ان تدخل المعرض

yaptığı ilk şey altyapıya odaklanmak oldu.
أول شي قام به كان التركيز على البنية التحتية.

Bayes'in yaptığı şey esasında bilim adamlarının dünyayı irdeleme şeklini olasılık yöntemini kullanarak karakterize etmek ve tanımlamak için matematiksel bir yol sunmaktı.
وما قام به بايس بشكل أساسي كان ابتكار طريقة رياضية باستخدام نظرية الاحتمالات لتمييز و توصيف كيف يتوصل العلماء إلى حقائق عن العالم.

Tek hata, benim bir başkasının yaptığı şeyi algıyamamamda yatıyor.
الخطأ الوحيد يكمن في كوني غير قادر على تصور ما الذي قام به ذلك الآخر.

Lawrance'ın bu filmde yaptığı her şey onun dünyadaki yerini anlama çabasıydı.
كل ما قام به لورانس في الفيلم كان محاولة منه لمعرفة مكانه في العالم.

". Diğer bir deyişle; "İsa'nın yaptığını yapabilirim.
بمعنى آخر بإمكاني أن أقوم بما قام به اليسوع

Yine bazı noktalarda, AlphaGo'nun programcıları onun neyi niçin yaptığını anlayamadılar.
وفي الواقع، في بعض النقاط، لم يفهم مبرمجو الفاجو لما كان يقوم ألفاجو بما قام به.

Bunu yapamazsın, sana sadece prostat testi yaptı.
لايمكنك فعل ذلك كل ما قام به هو إجراء فحص بروستات لك

Bir seçim istedi ve yaptı işte.
كان يريد اختيارا، حصل على الاختيار هو قام به.

Val'ın kocası, Val'ın boşanmak istemesine sebep olacak ne yaptı?
إذاً ما الذي قام به زوج فال ليجعلها راغبة في تطليقه؟

Rusların yaptıklarını öğrenirse, ona haber vermediğim için çılgına dönecektir.
إذا عرفت بما قام به الروس ستغضب كثيراً أنني أخفيت ذلك عنها

Babam her ne yaptıysa siz beğenseniz de beğenmeseniz de dışarıdaki dünyada oynarken gerekli olduğu için yapmıştır.
مهما ما قام به ابي هذا الذي يجعلنا ننفذ مهامنا فى العالم كله فلتحبه أو لا تحب.

Vahşilerin hırsızlık amacıyla yaptıkları bir saldırıdan başka bir şey olduğu sonucuna varmama neden olacak bir şey görmedim.
لم أرَ شيئاً قد يؤدي بي للإستنتاج إلا أنه كان شيء آخر غير هجومٍ قام به متوحشين بغرض السرقة

Bu sefer ona öğrencilerimin yapmış olduğu başka projelere ait bir takım videolar gönderdim.
وفي هذه المرة أرسلت له عددًا من مقاطع الفيديو من مشروعٍ آخر قام به طلابي.