Şimdi izin verirseniz... Tabii Bay Cleaver ölmeden önce, bazı bulgularını postalamıştı. | Open Subtitles | لكن، قام السيد كليفر قبل موته . بنشر بعض أبحاثه على الإنترنت |
ölmeden önce çok fazla acı hissetmesine sebep olmuş olmalı. | Open Subtitles | سم لابد أنه جعله يعاني من ألم شنيع قبل موته |
Bu anlattığım, babamın ölmeden önce bana anlattığı son şakaydı. | Open Subtitles | كما ترون,تلك هي أخر نكتة أخبرها أبي لي قبل موته |
ölmeden önce, karısı Merope'ye vücudunu şehir meydanına atmasını söyledi. Böylece sonunda Styks Nehri'nin kıyısına vurdu. | TED | فقد طلب قبل موته من زوجته ميروبي أن ترمي جثته في الساحة العامة، حيث تُغسل في النهاية على ضفاف نهر ستيكس. |
Bu adam, ölümünden önce ciddi bir kalp rahatsızlığı yaşamış. | Open Subtitles | نعم، هذا الرجل عانى من نوبة قلبية حادة قبل موته. |
Neredeyse Bay Wilson'ın ölmeden önce hep yaptığı gibi depoda uyuduğunu sanacağım. | Open Subtitles | حتى أنني أكاد أتوقع أن يكون السيد ويلسون نائماً في غرفة البضائع كما كان يفعل دائماً قبل موته |
Ne? Babam ölmeden önce Kastilya'nın senin olduğunu ama Leon ve Asturias'ın benim olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كاذب أبى صرح قبل موته ان قشتالة ستكون لك |
Yaşlılıktan ölmeden önce güya bu öyküyü bir Fransiskan rahibine anlatmış. | Open Subtitles | و لكن واحد منهم نجح فى ذلك و قبل موته بعد عمر مديد من المفترض أنه نقل حكايته |
O harika bir babaydı. ölmeden önce, kasaba da yapacağı şeylerden bahsediyorduk. | Open Subtitles | قبل موته, كنا معتادين على التحدث حول ما يريد أن يفعله بهذه البلدة |
Bize üç aylık ödenmemiş kira... ve ölmeden önce iptal edilmiş bir yaşam sigortası bıraktı. | Open Subtitles | ترك لنا اجارات غير مدفوعه لثلاث شهور وبعد انقطاع بوليسية التأمين قبل موته |
Meğersem ölmeden önce bir ziyaretçisi olmuş. Doktor Steven Hamilton. | Open Subtitles | إتضح أنه جاءه زائر قبل موته الدكتور ستيفين هاملتون |
- Alışveriş listesi gibi bir liste yapmış kendisine ölmeden önce becermek istediği kadınların listesi. | Open Subtitles | لديه قائمة مثل قوائم الرغبات أنه عن أمرأة يريد معرقتها قبل موته |
Baban ölmeden önce, bunu yapanın kendisi olmadığında diretti. | Open Subtitles | قبل موته مباشرة أصر والدك أنه ليس لديه أي صلة بأمر الشرائط |
Tabii Bay Cleaver ölmeden önce, bazı bulgularını postalamıştı. | Open Subtitles | لكن، قام السيد كليفر قبل موته . بنشر بعض أبحاثه على الإنترنت |
Hikayeyi ölmeden önce bulmuştu ama kovalayamadan öldü işte. | Open Subtitles | حصل على القصة قبل موته ثم مات قبل أن يعمل عليها |
Odasını o ölmeden önce araştırmış olsaydım... belki o zaman... | Open Subtitles | لو أنني قد فتشت غرفته قبل موته .... ربما كنت |
Babam ölmeden önce sokakta kan revan içinde yatarken bana böyle söyledi. | Open Subtitles | أخبرني بذلك و الدماء تغطي جسدة و هو ممدد على الطريق قبل موته مباشرة |
FBI ajanı Ray Penbar'ın Japonya'da ölmeden önce araştırdığı kişi bendim. | Open Subtitles | من المشتبه بهم ذلك العميل الفيدرالي، راي بنبار الذي كان في التحقيق قبل موته |
ölümünden önce Bay Hassan'la görüştüğünüzü biliyorum. | Open Subtitles | عرفت انه قبل موته انك اجريت حديثا مع السيد حسن. |
Ölmeden hemen önce Dr. Sinclair'in odasından çıkarken ona rastladım. | Open Subtitles | رأيته خارجاً من غرفة الدكتور سينكلير قبل موته |
- ölmeden önce bir şey dedi mi? | Open Subtitles | هل بيّن شيئاً قبل موته ؟ القليل جداً |
Cade'in olmeden once yaptigi son seyler... | Open Subtitles | آخر ما قام به ( كايد ) قبل موته |
Burada Voland'ın, kral Ölmeden evvel çaresizce onunla görüşme talebinde bulunduğu yazıyor. | Open Subtitles | أنها تقول أن (فولاند) كان يسعى سعياً لمقابلة الملك قبل موته. |
Babamın ölmeden önceki son isteği okulunuzundan bir parşomen getirmemdi | Open Subtitles | آخر أماني أبي قبل موته هى الحصول على احد لوحاتك |