Hayır, sen işi kabul ettiğini söyledin, adamı değil. | Open Subtitles | لا، فلقد كان قبولكِ للوظيفة نفسها، وليس الرجل |
Geldiğine sevindim. Davetimi kabul edip etmeyeceğinden pek emin değildim. | Open Subtitles | جيّد أنّكِ جئتِ، لم أكن واثقاً من قبولكِ لدعوتي |
İyi, geldin. Davetimi kabul edip etmeyeceğinden emin değildim. | Open Subtitles | جيّد أنّكِ جئتِ، لم أكن واثقاً من قبولكِ لدعوتي |
Düğününüz için yürekten verdiğim bu naçizane hediyemi kabul ederseniz çok sevinirim. | Open Subtitles | لكم سيطيّب قلبي العجوز قبولكِ هذه الهديّة المتواضعة في يوم عُرسكِ. |
Yapman gereken ilk şey klinik denek objesi olarak kabul edilmek. | Open Subtitles | ... أول شئ عليكِ فعله هو أن يتم قبولكِ للخضوع لتجارب طبية |
Parayı kabul ettiğinde şartlarımın ne olduğunu biliyordun. | Open Subtitles | عند قبولكِ أموالي ، علمتِ ما هي شروطي |
İnanamıyo-- Neye kabul edildin? | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي تمّ قبولكِ فيه؟ |
Benimle buluşmayı kabul ettiğiniz için teşekkürler Bayan Westenra. | Open Subtitles | "شكراً على قبولكِ لقائي يا سيدة "ويستنرا |
Biraz torpil istedim. Sen de kabul ettin. | Open Subtitles | لقد طلبتُ بضعة معارف، وتمّ قبولكِ فيها. |
kabul edildin! | Open Subtitles | لقد تمّ قبولكِ. |