Bizi buraya getirerek bir ölümlü oldu. Aynı senin gibi o da güçlerini feda etti. | Open Subtitles | بقيادته لنا آدمياً هو الآخر مثلك تماماً وضحى بكل قدراته |
Eğer futbolcu bir gol atarsa bu onun yetenekleri hakkında golü atamamasından daha çok bilgi verecektir. | TED | إذا سجّل لاعب ما هدفاً، ذدك سيكون له تأثير قوي في انطباعك حول قدراته أكثر مما إذا كان لم يصب المرمى. |
yeteneklerini elinden alırız ve sonra kanındaki antikorlarla onu tedavi edebilirsin. | Open Subtitles | , نجرده من قدراته ثم تعالجه أنت بالأجسام المضادة في دمائك |
Yani, Batman, o, güçleri için savaşırdı biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | , أقصد , الرجل الوطواطقاتل من أجل قدراته , أتعلم؟ |
Ve ne bu bilgiyi ne de yeteneklerinin tehlike oluşturduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | ونحن لا نعلم سواء هذه المعرفة او قدراته هي الخطر الحقيقي |
Gerçek gücünü öğrenmeden önce o çocuğu bana getir! | Open Subtitles | احضر الفتى إلى قبل أن يكتشف قدراته الحقيقية |
Belthazor buharlaşamadığı için güçlerini de kullanamadığını düşündüm. | Open Subtitles | فلقد اعتقدت بأنه مادام لا يستطيع الإنتقال، فستكون قدراته الأخرى عديمة الفائدة أيضاً |
Onun güçlerini sır tutmamın sebebi, senin gibi insanlar işte. | Open Subtitles | أنت تماماً المبرر الذي يجعلني أخفي قدراته |
güçlerini görene kadar ben de inanmamıştım. | Open Subtitles | أنا لم أصدق ذلك أيضاً حتى رأيته يستخدم قدراته |
Bu iş biraz zor. Özel yetenekleri olan birine ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا أحتاج لشخص ما لديه نفس قدراته الخاصة |
Meteor ucubesi teorimiz tepiyor. Meteor taşlarından etkilenmeden yetenekleri olan tek kişi değil bu. | Open Subtitles | إنه ليس الرجل الأول الذي لم يحصل على قدراته من النيازك |
Eğer yakında onu bulamazsak, yetenekleri dikkat çekecek, sorular gelecek. | Open Subtitles | إذا لم نحدد موقعه قريباً، قدراته سوف تلفت الإنتباه سيقوموا بالسؤال |
Ne zaman biri başarısız olursa, yeteneklerini çalmaya çalışıyor. | Open Subtitles | وعندما يجلب أحدهم العار، يجب عليه أن يسرق قدراته ليعود |
Bu köye faydasından çok zararı dokunur. yeteneklerini asla kullanmamalı. | Open Subtitles | لم يسبب إلا البؤس لهذه القرية, فلا يجب أن يستخدم قدراته |
Ama hala süper güçleri olmadan başkalarına yardım ediyor. | Open Subtitles | لكنه لا يزال يساعد الناس حتى مع عدم امتلاكه قدراته الخارقة |
güçleri benimkine benziyorsa eğer kararsızlığını kontrol altına alması için topraklama mekanizması gerekiyor. Yoksa... | Open Subtitles | لو أن قدراته كقدراتي فسيستلزمه نظام احتواء وإلاَّ |
Genç bir adamın yeteneklerinin sınırlarını zorlayarak insanları etkilemeye çalışması. | Open Subtitles | شاب يحاول الإثارة الإعجاب أكثر من قدراته. |
Ve tek bir kan damlasıyla gerçek gücünü keşfetti. | Open Subtitles | وبنقطة واحدة من دمه، اكتشف القوة الحقيقية وراء قدراته. |
Sanırım sosyal becerileri onun ilerlemesini engelliyor. | Open Subtitles | أعتقد أن قدراته الاجتماعية هي التي أعاقته. |
yeteneğini kısabildiğimiz sürece, etkilerinde gerileme olacaktır, bunun anlamı Garrity yakında görevine dönebilecek. | Open Subtitles | بمجرد ايقاف قدراته الأعراض بدأت بالاختفاء هذا يعني أن جاريتي سوف يرجع للعمل قريبا |
Ayrıca aynı zamanda kelimeleri kullanma gücü, FBI'ın onu tehdit olarak görmesini sağladı. | TED | وفي نفس الوقت، وبسبب قدراته على التحدث بلباقة، اعتبرته المباحث الفدرالية كتهديد. |
Alistair'in potansiyelini ortaya çıkarmak her seferinde gücümün bir parçasını aldı. | Open Subtitles | استغرق مني كل ما يمكن من قوتي لجعل أليستر يستوفي قدراته |
Hangi iblis soyundan olduğunu saptayabiliriz ve gücünün nasıl çalıştığını anlayabiliriz belki. | Open Subtitles | ربما يمكننا اكتشاف أي نوع من الوحوش هو و كيف تعمل قدراته |
Kutsal çocuk güçlerinin ötesinde. Güvende. | Open Subtitles | الطفل المقدس بعيدا عن قدراته الآن انه بأمان |
Tekrar insan olmak istiyorsa tüm bu güçlerinden kurtulması gerekiyordur. | Open Subtitles | كي يصبح بشري مجدداً فيجب أن يتخلص من كل قدراته |
- Tüm canlılarda olduğu gibi kişisel yeteneklerine bağlı. | Open Subtitles | كما يفعل كل الكائنات الحية، كلٌ حسب قدراته |
Ben hiç potansiyeline uygun yaşayamayan orta yaşlı bir adamım. | Open Subtitles | أنا مجرد رجل في منتصف عمره لم يرتق أبدًا إلى قدراته. |