Benim Okuduğum, karısı olmayan bir kadına gerçekten aşık olan ve onunla olmak için her şeyi tehlikeye atan cesur bir adamın hesaplaşmasıydı. | Open Subtitles | ما قرأته كان سرداً لرجل شجاع وقع في حب حقيقي مع امرأة ليست زوجته وخاطر بكل شيء ليكون معها |
Doğruymuş. Okuduğum herşey. Tüm o hikayeler, hepsi doğruymuş. | Open Subtitles | كل شئ قرأته كان حقيقياً كل هذه القصص حقيقية |
Ve sonra yine, Okuduğum herşey beni duygulandırır duygulanırana kadar yani... | Open Subtitles | ومجددا, كل ما قرأته كان يبدو معقولا إلى أن بدا غير معقولا, إذا |
Okuduğum e-mailde yönetici yardımcısı diyordu. | Open Subtitles | البريد الإلكتروني الذي قرأته كان مذكور به وظيفة مُساعد مدير. |
Gazetede Okuduğum bu değil, benim Okuduğum her şeyin değişmesi ki bu beni oldukça şaşırtıyor. | Open Subtitles | وذلك ليس الشيء الذي قرأتُه في الصحيفة, فما قرأته كان أن كل الأشياء تتغير, وذلك قد أدهشني. |
Okuduğum her şey zaten açılmıştı. | Open Subtitles | أي شيء قرأته كان مفتوحاً بالفعل. |
Şey, bilmem. Okuduğum tek kitap Süper Takip: | Open Subtitles | لا أعرف، الكتاب الوحيد الذي قرأته كان "سوبر هاوندز: |
Okuduğum bölümler kısmen alakalıydı. | Open Subtitles | و ما قرأته كان نوعا ما معقد |
Okuduğum son kitap Genç Hayal Dergisi tarafından basılan Alex Fletcher'ın hikayesiydi | Open Subtitles | -كلا، بالطبع لا آخر كتاب قرأته كان "حكاية (أليكس فليتشير)"، بقلم محرّري مجلة "أحلام المراهقين" |