| O noktadan sonra Dünya'ya, patlamanın yoldan saptıramayacağı kadar çok yakın olacağız. | Open Subtitles | بعد هذة النقطة يكون قريبا من الأرض الإنفجار لن يحرفة بما يكفي |
| Ömürlerinin sonunda, ışık hızına çok yakın bir hızda birbirlerinin etrafında gidiyorlar. | TED | عند نهاية حياتهم، يدور كل واحد منهما حول الآخر قريبا من سرعة الضوء. |
| - Onu zaten biliyorduk ama Charles kimle takılırdı, kime yakındı bilmiyoruz. | Open Subtitles | نعرف ذلك سابقا لكن لا نعرف من كان قريبا من تشارلز ؟ |
| Korsan Konferansı buraya yakındı değil mi? | Open Subtitles | مؤتمر لصّوص الكومبيوتر كان قريبا من هنا صحيح؟ |
| Dağılmanızı istiyorum. Burda çalışıyor mu, yakınlarda mı yaşıyor, bilmiyorum. | Open Subtitles | لذا اريدكم ان تتحققوا جميعاً فأنا لا اعرف اذا كانت بالفعل تعمل هنا او تسكن قريبا من هنا |
| Hollands Diep tarafında, abluka yakınında bir cenaze arabası görülmüş. | Open Subtitles | رأوا العربة قريبا من منطقه الحصار في اتجاه الهولاندز ديب |
| Frank bunu çözmeye çok yaklaşmıştı, sadece oranlarda hatalıydı. | Open Subtitles | كان فرانك قريبا من معرفة ذلك ولكنه كان يملك النسب الخاطئة |
| Ve ülkelerin karbon emisyonları listesine gemi taşımacılığı emisyonlarını koyarsanız, yaklaşık altıncı sırada gelir, Almanya'ya yakın bir yerde. | TED | و إذا وضعت انبعاثات النقل البحري على قائمة انبعاثات الكربون للدول، ستأتي تقريبا في المركز السادس، قريبا من ألمانيا. |
| Charlie'ye yakın olmamın başka yolu yok. | Open Subtitles | لا يوجد طريقة أخرى كي أكون قريبا من تشارلي. |
| Hayır.Ama oraya çok yakın bir yere giderim bazen | Open Subtitles | لا , و لكن يوجد مكان أذهب اليه قريبا من هناك |
| İkarus gibi balmumu kanatlarımla güneşe çok yakın uçtum sanırım. | Open Subtitles | لقد خاطرت بالطيران قريبا من الشمس باجنحة من شمع |
| Odama çok yakın olacaksın. | Open Subtitles | أرجوك لا تقلق ، ستكون قريبا من غرفتي |
| Sadece birkaç dakikam var ve buraya çok yakın bir yer biliyorum. | Open Subtitles | ..اه اعتقدت - لدي بضع دقائق واعرف مكانا رائعا قريبا من هنا - |
| Burası Yüzbaşı Trevelyan'ın 1927'de üslendiği yere yakındı. | Open Subtitles | قريبا من مقر اقامة الكابتن تريفيليان عام 1927 م |
| Şimdi, kaza yeri nehre çok yakındı. | Open Subtitles | والان موقع الاصطدام كان قريبا من جدول ماء |
| çünkü laboratuvar'a bisikletle kolayca gidebileceğim kadar yakındı. | Open Subtitles | لانه كان قريبا من المعمل الذي اصل اليه بدراجتي. |
| Bilmiyorum ama gitsen iyi olur, yakınlarda olabilir çünkü. | Open Subtitles | أنا لا أعرف، ولكن كنت أفضل ترك. وقال انه لا يزال يمكن أن يكون قريبا من قبل. |
| Birazdan burada olur. yakınlarda çalışıyor. | Open Subtitles | سيكون هنا خلال دقائق إنه يعمل قريبا من هنا |
| Well, eğer postaları buradan alıyorsa, yakınlarda bir yerde yaşıyor olmalı. | Open Subtitles | حسناً ، اذا كان هذا هو المكان الذي تأخذ منه بريدها فأعتقد أنها تعيش قريبا من هنا |
| Burada, Collect Pond'un yakınında bir Lenape yerleşimi olduğunu biliyoruz. | TED | نحن نعلم أنه كان هناك مستوطنيين من لينابي ها هنا قريبا من بركة كولكت. |
| Kralın yakınında olmanın sizin için önemli olduğunu söyleyerek beni kandırdınız. | Open Subtitles | خدعتني بالأدعاء بأنه من المهم أن تكون قريبا من الملك. |
| Bir isim vermeye çok yaklaşmıştı, ama şimdi yine korkuyor. | Open Subtitles | لقد كان قريبا من إعطاءنا إسما و الأن هو خائف مرة أخرى. |
| Ama yaklaşmıştı. O son ölümcül yolculuğa çıktığında çok yaklaşmıştı. | Open Subtitles | لقد كان قريبا من اكتشاف الحقيقة, قريبا جدا, ثم,ذهب الى رحلته الأخيرة المميتة , |
| Tamam, tanklar yer altında, görev kontrole yakın bir yerde. | Open Subtitles | حسنا ، يحتفظون بالخزانات تحت الأرض، قريبا من مركز التحكم. |
| Fakat Amerikan, Avrupalı ve Japon öğrencilerle yapılan binlerce deneyde hatırı sayılır bir yüzde 50/50'ye yakın olmayan teklifi reddettiler. | TED | بعد آلاف التجارب مع الطلاب الأمريكيّين والأوروبيّين واليابانيّين، رفضت نسبة كبيرة منهم أيّ عرض ليس قريبا من 50/50. |