"قصراً" - Traduction Arabe en Turc

    • saray
        
    • şato
        
    • kale
        
    • malikâne
        
    • malikane
        
    • köşkü
        
    • Saraydı
        
    Her odasını bildiğin bir saray yaşanmaya değmez der. Open Subtitles إنه يقول إن قصراً يمكنك التعرف عليه بأكمله هو مكان لا يستحق العيش فيه
    "Prens yeni bir saray yapması için yıldırım telgraf çekmiş,..." Open Subtitles أرسل بعدها الأمير رسالة عاجلة لويلي وانكا يطلب فيها قصراً آخر
    O zamandan beri burası bir saray. Open Subtitles ولقد كان قصراً منذ ذلك الحين ها أنتِ هُنا هل أحضرتِ معك بعض الكنوز ؟
    onu ülkesine daVet etti Ve ondan kendisi için çikolatadan bir şato inşa etmesini istedi. Open Subtitles وطلب منه ان يستمر بمسيرة حتى الهند ويبنى قصراً كله من الشوكولاته
    Adamın kumdan kale yapmadığı kesin. Open Subtitles إنه بالتأكيد لم يكُ يبنيّ قصراً من الرمل هنالك.
    Ona bir malikâne alacağım ve hayatının geri kalanını lüks içinde sürdürecek. Open Subtitles سأشتري لها قصراً لتمضي بقية حياتها في نعيم
    Bu ev de güzel görünüyor, ama malikane değil. Open Subtitles أنا أنظر إلى هذا المنزل وهو جميل لكنه ليس قصراً
    Ayrıca Garden District'te de kocaman eski bir köşkü var, tamam mı? Open Subtitles و لدي قصراً كبير في منطقة (غاردن)، إتفقنا؟
    Artık öyle görünmüyor olabilir ama burası bir Saraydı. Open Subtitles قدلايبدوالمكانكماسبق، لكن هذا المكان كان قصراً
    Bir de, buraya neden saray değil de ev deniyor anlamıyorum. Open Subtitles أترين, لا أفهم لماذا هذا المكان يُدعَى منزلاً وليس قصراً.
    O zamandan beri burası bir saray. Open Subtitles ولقد كان قصراً منذ ذلك الحين ها أنتِ هُنا هل أحضرتِ معك بعض الكنوز ؟
    Ama mekanın pek saray olmadığını söylemeliyim. Open Subtitles على الرغم أن علي القول لم يكن المكان قصراً كما ذكرت
    Ta Hindistan'a gelmesini, ve tamamıyla çikolata kullanarak devasa bir saray inşa etmesini istemiş. Open Subtitles وطلب منه الحضور إلي الهند... كي يبني له قصراً هائلاً... من الشوكولاتة فقط
    Taç Mahal bir saray değil. Orada kimse yaşamadı. Open Subtitles تاج محل ليس قصراً لا أحد يعيش هناك
    Samuel'in odasıyla karşılaştırırsak yapay bir saray. Open Subtitles يعدُ قصراً بالمقارنة مع غرفة سامويل
    Kitabın etkisi geçtiğinde gelecek neslin mavi saçı olmayacak ve kendime Fransa'da bir şato alacağım. Open Subtitles عندما تصفيّنا العاطفه في الأخير للجيل التالي بلا شعر أزرق، سأشتري قصراً لي في فرسنا.
    Elmas ile Hırvatistan'da kale alabiliriz. Open Subtitles يمكن للمساة أن تشتري لنا قصراً "بديعاً في "كرواتيا
    Ama ben bir kale görmüyorum ki? Open Subtitles لكنني لا أرى قصراً
    Şehrin dışında simge olmuş bir malikâne kiraladım. Open Subtitles إستأجرت قصراً خارج المدينة
    malikâne mi öreceksin? Open Subtitles ماذا هل تحيكين قصراً ؟
    Ünlü bir rock yıldızı olunca, aynen böyle bir malikane alacağım ve bu sefer ben değil, sen garajda yatacaksın. Open Subtitles فسوف أشتري قصراً كهذا وأجعلك تنام في المرآب على بعض الجرائد كما فعلت معي. ما رأيك؟
    Parsons'ın Pasadena'da bir köşkü vardı. Open Subtitles (بارسونز) كان يمتلك قصراً فى (باسادينا).
    - Saraydı çünkü bize aitti. Open Subtitles حسناً، لقد كان قصراً لأنه كان ملكنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus