kısa süreli anılar: Anahtarları nereye koyduğunuz,.. | Open Subtitles | الذكريات قصيرة الأجل أين تركت المفاتيح .. |
mı? Bu kısa süreli bir iş yapıp sona ermek için kısa süreli kopya ayıran bir em. | TED | هذه هي إم التي شطرت النسخة قصيرة الأجل لعمل مهمة قصيرة الأمد وانتهت بعد ذلك. |
Şu an kısa süreli hafızadayım. | Open Subtitles | أنا الآن اخل ذاكرته قصيرة الأجل |
Bay Caspere fiilen Bay Semyon'a araziyi kısa vadeli bir holding olarak satmıştı. | Open Subtitles | سيّد كاسبير باع الأرض بالفعل للسيّد سيميون بتصرّفه بناءًا على شركة قابضة قصيرة الأجل. |
O kısa vadeli bir iş: bugün al, yarın sat. | Open Subtitles | هذه قصيرة الأجل: أشتري اليوم، بع غداً |
Duygular, meydan okumalara ve fırsatlara karşı kısa ömürlü şiddetli tepkilerdir. | TED | الأحاسيس هي استجابات مكثفة قصيرة الأجل للتحدي والفرص. |
Almanya'nın teknik üstünlüğü kısa ömürlü oluyordu. | Open Subtitles | كانت المزايا التقنية الألمانية قصيرة الأجل |
Bazı basit motor işlevlere rastlamış gibiyiz ama etkileri kısa süreli ve aynı saatte iki defa kullanılamıyor. | Open Subtitles | يبدو أننا قد أصابنا بعض الوظائف الحركية الأساسية، ولكن ... الآثار يبدو قصيرة الأجل و لا يمكن أن تستخدم مرتين في نفس ساعة. |
Sahte Sam eğer elimizi açık edersen Kevin'in kısa süreli hafızasını yeniden silmem gerekir. | Open Subtitles | ،أنت، يا (سام) المزيّف إن كنت ستكشفنا، فسأضطّر إلى مسح ذاكرة (كيفين) قصيرة الأجل مجددًا |
Malcolm'un dediklerine inanırsan kısa süreli bir iş olacak demektir. | Open Subtitles | أجل، إن صحّ كلام (مالكولم)، فستكون فرصة عمل قصيرة الأجل بأيّ حال. |
Fakat tek taraflı savunma düşünceleri kısa ömürlü oluyor. | Open Subtitles | ولكن أي فكرة لاتخاذ وضعية دفاعية فردية تُعتبر قصيرة الأجل. |
Her ne kadar menfezler kısa ömürlü olsa da -- herhangi biri yaklaşık 10 yıl varlığını koruyor -- bir ekosistem olarak milyolarca - hatta milyarlarca - yıldır duruyorlar. | TED | على الرغم من أن مواقع الفتحات قصيرة الأجل -- موقع الفرد قد يستمر 10 سنوات أو هكذا -- كما أن النظام الإيكولوجي مستقر للملايين -- جيداً ، وبلايين -- من السنوات. |