"قضاء بقية" - Traduction Arabe en Turc

• geri kalanını
• geçirmek
• geçiremem
• sonuna kadar

Lütfen söyle bana. Gecenin geri kalanını olayı sindirmekle geçirebilirim.
أخبرني فحسب ، أحبذ قضاء بقية الليل في استيعاب المعلومات

Hayatlarının geri kalanını güzel bir kızdan ibaret olmadığımı düşünerek geçiriyorlar.
قضاء بقية حياتهم لإقناع نفسهم انني لم اكن فقط جميله وحسب

Ömrümü birlikte geçirmek isteyeceğim birini buldum, ve sonsuza kadar bırakmayacağım.
وَجدتُ شخصا أريد قضاء بقية عمري معه. وسَأَمْسكُ بها إلى الأبد.

Onu gebertmeyi istiyorum, ama hayatımı bir hücrede geçiremem ben...
أريد أن أقتله و لكني لا أريد قضاء بقية حياتي في السجن

Bana bir fırsat daha vermen için hayatımın sonuna kadar sana yalvarabilirim çünkü bunun sonsuza dek sürecek bir sevgi olduğunu biliyorum.
وأود قضاء بقية حياتى أتوسل إليك فى أن تمنحنى فرصة ثانية لأننى أحبك بشدة

-Yani hayatının geri kalanını zavallı... bir dişçiyle geçirmeye var mısın?
الا تعترضين على قضاء بقية حياتى مع طبيب أسنان فقير

O zaman hayatının geri kalanını zavallı bir dişçiyle geçirmeyi önemsemezsin.
الا تعترضين على قضاء بقية حياتى مع طبيب أسنان فقير

Tatlı ufak hayatının geri kalanını hapiste harcamak istemiyorsan tabii.
إلا اذا كنتِ تريدى قضاء بقية حياتكِ الجميلة الصغيرة فى السجن

Hayatımın geri kalanını emir altında geçirmek istemiyorum.
لا يمكنني قضاء بقية حياتي أفعل ما يميله علي

Çünkü hayatımın geri kalanını kederli geçirmek istemiyorum.
لست مخطئا لأننى لا أريد قضاء بقية حياتى فى حزن

Ama hayatımın geri kalanını onunla paylaşmak istiyorum.
ولكنه من النوع الذى أرغب فى قضاء بقية حياتى معه

Ama hayatımın geri kalanını onunla paylaşmak istiyorum.
ولكنه من النوع الذي أرغب في قضاء بقية حياتي معه

Hayatının geri kalanını beni kovalayarak geçirmek istemediğini biliyorum.
أعلم أنّك لا تريد قضاء بقية حياتك و انت تطاردني

Madam, müsaadenizle günün kalanını yalnız geçirmek istiyorum.
سيدتى, أعذرينى, فأنا أريد قضاء بقية اليوم وحدى

Şimdi bir sakıncası yoksa bu akşamı Linda ve Bernie ile baş başa geçirmek istiyoruz.
إذا كنت لا تمانعين نريد قضاء بقية الليلة مع ليندا وبيرني

Ama ben hayatımın geri kalanını seninle geçiremem.
لكن لا يمكنني قضاء بقية حياتي معكِ

Dediğin gibi, hayatımın geri kalanını Springsteen dinleyerek ve internette takılarak geçiremem.
مثلما قلتي, لا استطيع قضاء بقية حياتي في الاستماع إلي (سبرينجستين) و تصفح الإنترنت.

Hayatımı Nathan'la, PMG'nin yayınlamayacağı albümler yaparak geçiremem.
ولا يمكنني قضاء بقية حياتي بعمل ألبومات مع (ناثان) ولا تقوم شركة (بي أم جي) بأصدارهم

Hayatının sonuna kadar şişman orta yaşlı kadınlarla ve garip homoseksüel erkeklerle çalışmak istemezsin,değil mi?
لا تريد قضاء بقية حياتك تشاهد بدينات في الأربعينات وشواذ غريبي الأطوار يعتلون درجات على حسابك؟

Ama firari olduğun için, hayatının sonuna kadar hapishane revirinde diyalize girmek zorunda kalacaksın.
رغم أن رؤية هارب يعني قضاء بقية حياتك في علاج الغسيل

Hayatımın sonuna kadar mahkemeye veya basına karşı kendimi savunmak istemiyorum.
ولا أريد قضاء بقية حياتي أدافع عن نفسي في المحاكم وأمام الصحافة