Benim hakkımda fazla konuşmaz. Hatta bütün hayatını beni unutmaya çalışmakla geçirdi. | Open Subtitles | في الحقيقة , لقد قضى كل حياته و هو يحاول أن ينساني |
İnsan bütün gününü tırda geçirince içeride yemek istiyor işte! | Open Subtitles | قضى كل يومه بالشاحنة ان الرجل بحاجة الى هواء نقي |
bütün yaz ne yaptığını anlatır sana. | Open Subtitles | يستطيع أن يخبرك كيف قضى كل عطلة الصيف خاصته |
Hatta bütün hayatını beni unutmaya çalışmakla geçirdi. | Open Subtitles | في الحقيقة , لقد قضى كل حياته و هو يحاول أن ينساني |
bütün zamanını bilgisayarında oyun oynayarak geçirdiğini sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت بأنه قضى كل وقته في اللعب على الحاسوب |
Baban bütün boş vaktini burada harcadı. | Open Subtitles | أبوكِ قضى كل وقت فراغِه في هذه الغرفة |
Görünüşe göre o zamandan beri bütün vaktini bir kafeteryada kodları aklından tekrar yazmak için harcamış. | Open Subtitles | أنهُ قضى كل لحظة منذ ذلك " الحين في مقهى في " فان نيز يُعيد كتابة الشفرة من الذاكرة |
Yeminli düşmanmışlar ve bütün bir yılı birbirlerini kandırmaya çalışmakla geçirmişler ama Noel arifesinde, ikisinde de diğerinin dürüstçe cevaplayacağı birer soru hakkı varmış. | Open Subtitles | كانوا أعداء و قضى كل منهم عام كامل يحاولون خداع بعضهم بعضا ولكنهم في احد ليالي رأس السنة تم سؤالهم سؤال واحد كان يجب أجابته بصدق |
Ve bütün zamanını Tommy'nin marketinin arkasındaki bu boş arazide top oynayarak geçiriyormuş. | Open Subtitles | و قضى كل وقته , لعب الكرة في هذا الفراغ الكثير هنا , خلف متجر تومي . |
Maticore'un ona yedek parça olarak ihtiyacı vardı belki kesilmek için lazım olur diye ve adam bütün hayatını bir bodrum katında geçirdi en sonunda dışarı çıkabildi ve onu bir hayvan gibi vurdular! | Open Subtitles | قضى كل حياته في الطابق السفلي في إنتظار أن تقوم (مانتيكور) بتحويله لقطع غيار أخيراً خرج للعالم ، وقاموا بقتله وكأنه نوع من الحيوانات |