"قطرات المطر" - Traduction Arabe en Turc

• yağmuru
• yağmur damlalarını
• yağmur damlalarına
• yağmur damlalarının
• yağmur damlası
• yağmur damlaları

Güvenli ve yüksekte. yağmuru yakalamak için bir şeyler ayarlayabiliriz.
مؤمن ومرتفع، لنر ما إن كان بوسعنا وضع شيء لالتقاط قطرات المطر

Yalnızlık yağmuru yağıyor. ~
~ سوى قطرات المطر لوحدها تمطر ~ ~ تتناثر قطرات المطر بصمت ~

Böylece çok yavaş bir şekilde size doğru gelen yağmur damlalarını gerçekten görebilirdiniz.
فسترون قطرات المطر تتساقط أمامكم ببطءٍ شديد

Tropiklerde, yağmur damlaları buz kristallerinden oluşmaz, ılıman bölgelerde olduğu gibi, [belirsiz] olan ağaçlara ihtiyacınız vardır. Ağaçların yapraklarından çıkan bu kimyasallar yağmur damlalarını başlatırlar.
في المناطق الإستوائية، لا تتكون قطرات المطر من بلورات الثلج، كما هو الحال في المناطق المعتدلة، تحتاجوا إلى الأشجار [غير واضح]، الكيماويات التي تخرج من ورق الأشجار والتي تبدأ قطرات المطر.

Bu yağmur damlalarına güneş ışığı vurunca oluyor.
يحدث هذا عند النظر إلى قطرات المطر وخيوط الشمس تعبرها.

Çünkü ince çatıya vuran yağmur damlalarının sesi çok yüksek olurdu.
لم نتمكن من النوم بسبب قطرات المطر على سقف الصفيح كان عالي جدا

yağmur damlası yolunun bir vadiye düşmesi önceden tahmin edilemez.
المسار الحقيقي الذي ستسلكه قطرات المطر إلى قعر الوادي لا يمكن التنبؤ به.

Sence yağmur damlaları trendeki o insanlara yardım eder mi?
هل تعتقدين أنّ قطرات المطر تلك ستفيد ركّاب القطار هؤلاء؟

Yalnızlık yağmuru yağıyor. ~
~ سوى قطرات المطر لوحدها تمطر ~

- Bu, senenin ilk yağmuru efendim.
-هذه أول قطرات المطر سيدي

- ...ve yağmur damlalarını say. - "yağmur damlalarını say" mı?
قطرات المطر اللعينة؟

- ...ve yağmur damlalarını say.
وقوم بعد قطرات المطر اللعينة

- "yağmur damlalarını say" mı?
قطرات المطر اللعينة؟

Sonra da açıkladı, "Şu anda yalnız hissediyorsun ama bir gün okyanusa karışacaksın ve dünyadaki tüm yağmur damlalarına bağlı olduğunu fark edeceksin."
تشعّر بالوحدة الآن ، هذا قوله كان لكن يومَاً ما سوف تمتزج مع ماء المحيط و تــّدرك بأنك جزءاً لا يتجزأ من كل قطرات المطر في العالم

ufak ufak yağmur damlalarının olağanüstü güneşle buluşmasını..
لنرى قطرات المطر الصغيرة جداً تلتقي مع الشمس المتألقة

Bu adam yağmur damlalarının arasında kaybolur.
ذلك الرجل كما لو كان ينتقل عبر قطرات المطر

Top güllesi bizim için kum tanesi gibidir! Kurşunlar sanki yağmur damlası!
قذائف مدفعياتنا مثل شلالات الرمال ورصاصنا مثل قطرات المطر

O çok çok eski nehir bile kurudu, sadece birkaç yağmur damlası kaldı geriye.
النهر القديم قد جف، واليوم فقط قطرات المطر هي التي تتلألأ

Fakat bu ölçülerde, yağmur damlaları dikkate alınması gereken zorlayıcı güçler olabilir.
لكن على هذا النطاق.. قد تكون قطرات المطر قوّة يُحسب لها حساب

Gözyaşları bir çatıdaki yağmur damlaları gibi çeneden damlar.
تنهمر الدموع من الذقون مثل قطرات المطر من الأسقف.