"قطعه" - Traduction Arabe en Turc

• parça
• parçası
• dilim
• parçasını
• lokma
• kesmiş
• parçayı
• parçaya
• kesilmiş
• kes
• Kesip
• kesmek
• parçalık
• parçalarını

Meme ucundan usturayla küçük bir parça alınacak. Dur, dur!
انتبه , يوجد قطعه صغيره من شفرة حلاقه على حلمتك

Evet, bende bir parça sonraya sakladığım kuru meyveden var.
لا لدى قطعه من فاكهه مجففه كنت أدخرها بعد حين

Bir toprak parçası bir adam için çok önemli olabiliyor.
قطعه ارض يمكنها بالضروره ان تكون مهمه بالنسبه الى رجل

bir... bir değil... bir dilim değil de...
ليس فقط ليس .. واحد ليس قطعه واحد لكن اوه

Bir borcam parçasını tutkallayacak ya da önüne ateşe dayanıklı cam kullanacaktık.
قمنا بالصاق قطعه من البايريكس او الزجاج المقاوم للحرارة في الامام.

Yanlış bildiğim her sorudan sonra, bir parça kıyafetimi çıkaracağım.
كل سؤال اجاوب عليه خطأ سوف اخلع قطعه من ملابسي

Paletler birbirine birer pin yardımıyla bağlıydı. Çok fazla hareketli parça vardı.
كل جنزير هو عباره عن قطع متصله ببعضها البعض بأوتاد حديديه فهو قطعه متحركه طويله

Gördüğünüz gibi, her parça titizlikle kopyalandı.
شكراً لك جنرال أورلوف كما ترى يا جنرال أورلوف فإن كل قطعه تم تقليدها بدقة

Ama küçük, küçücük bir parça kalmış ta olabilir.
لكن من الممكن أن يكون بقي قطعه صغيرة جدا جدا

Giysilerinden bir parça, bir tutam saçı ya da ayakkabısının teki lâzım bana.
احتاج الى قطعه من ملابسه أو خصلة من شعره أو حذاء.

Yani bir parça kek vermediler. Büyük sorun.
حسنا هم لم يقدموا لك قطعه كعك يا له من أمر جلل

Arkadaşlar, bir kağıt parçası alıp en utanç verici anınızı yazmanızı istiyorum.
اريدكم ان تاخذوا قطعه من الورق وتكتبون عليها اكثر ذكرى محرجه لكم

İyi, o sadece bir ölünün parçası.
أوه,حسنا بعد كل هذا هو فقط قطعه نسيج ميته

O sandıkta bir kaya parçası var. Alır mısınız?
اذا نظرت فى هذا الصندوق، سوف تجد قطعه من الصخر؟

Abartmadan söylüyorum ki onu bir dilim Velveeta peynirini tek oturuşta yerken gördüm.
حرفياً لقد رأيتها تأكل قطعه جبنه فيتا بأكملها دفعة واحدة

Sonra en iyi arkadaşım düğününde, büyük, güzel peri masallarındakine benzeyen düğün pastasından koca bir dilim keserken o kadar mutluydu ki o pastanın benim pastam olmasını istedim.
و عند زواج صديقتي المقربة , كانت تقف هناك في غاية السعاده , تقطع قطعه كبيرة من كيك حفلها الرائعه و الكبيرة

İçeri girmek için kestiği cam parçasını görebiliyorsunuz.
سترى لوح الزجاج الذى قطعه ليتمكن من الدخول

Buradayım ve bir lokma pasta kaldığını umuyorum.
هنا، يتمني لو ان هناك قطعه صغيره من الكعك تبقت.

Çit neye yarar ki? Sadece manzara genişlesin diye kesmiş.
هو قال , سياج يكون سياج , هو فقط قطعه للأسفل لإنه يحجب منظرة

...yetkililer çalışmasının asıl anlamı bir parçayı bulsa bile ortaya çıkmasın diye onları parçalara bölmüştür.
حتى إذا إكتشف أيّ شخص .. إحدى قطعه فلا يعرف ماهية هذه القطعة

Yabancıların beni milyon parçaya bölmemelerine dair ciddi bir politikam var.
حسناً لدى سياسه صارمه ضد أن يقطعنى الغرباء إلى مليون قطعه

Meşin bağın kesilmiş olduğunu söyledi, belki bir ustura ile.
قالت ان الشريط اللاصق قد تم قطعه ربما بواسطة موس

En boş anında kes gitsin.
قطعه حينما تكون تتوقع ذلك على الاقل

Böğürtlenleri Kesip her birini çok tahıllı waffle'ın ayrı gözüne koymalısın.
يجب أن تقطع التوت و تضع قطعه بكل فتحه من الكعكه

Kimse Norman'ın parmağını istemiyor. Sadece kesmek istiyoruz.
لا أحد يريد نورمان يفقد أصباعه نريد فقط قطعه

24 parçalık takımı alırsak mini yelkenli fiyata dahil mi?
-حسنا ً , إذا أشترينا 24 قطعه -السفينة الصغيره معهم

Kocasını baltayla doğradı ve parçalarını postayla ülkenin her yerine gönderdi.
لقد قامت بفرمه بواسطة فأس و أرسلت قطعه بالبريد عبر أنحاء البلاد