Meme ucundan usturayla küçük bir parça alınacak. Dur, dur! | Open Subtitles | انتبه , يوجد قطعه صغيره من شفرة حلاقه على حلمتك |
Evet, bende bir parça sonraya sakladığım kuru meyveden var. | Open Subtitles | لا لدى قطعه من فاكهه مجففه كنت أدخرها بعد حين |
Bir toprak parçası bir adam için çok önemli olabiliyor. | Open Subtitles | قطعه ارض يمكنها بالضروره ان تكون مهمه بالنسبه الى رجل |
bir... bir değil... bir dilim değil de... | Open Subtitles | ليس فقط ليس .. واحد ليس قطعه واحد لكن اوه |
Bir borcam parçasını tutkallayacak ya da önüne ateşe dayanıklı cam kullanacaktık. | TED | قمنا بالصاق قطعه من البايريكس او الزجاج المقاوم للحرارة في الامام. |
Yanlış bildiğim her sorudan sonra, bir parça kıyafetimi çıkaracağım. | Open Subtitles | كل سؤال اجاوب عليه خطأ سوف اخلع قطعه من ملابسي |
Paletler birbirine birer pin yardımıyla bağlıydı. Çok fazla hareketli parça vardı. | Open Subtitles | كل جنزير هو عباره عن قطع متصله ببعضها البعض بأوتاد حديديه فهو قطعه متحركه طويله |
Gördüğünüz gibi, her parça titizlikle kopyalandı. | Open Subtitles | شكراً لك جنرال أورلوف كما ترى يا جنرال أورلوف فإن كل قطعه تم تقليدها بدقة |
Ama küçük, küçücük bir parça kalmış ta olabilir. | Open Subtitles | لكن من الممكن أن يكون بقي قطعه صغيرة جدا جدا |
Giysilerinden bir parça, bir tutam saçı ya da ayakkabısının teki lâzım bana. | Open Subtitles | احتاج الى قطعه من ملابسه أو خصلة من شعره أو حذاء. |
Yani bir parça kek vermediler. Büyük sorun. | Open Subtitles | حسنا هم لم يقدموا لك قطعه كعك يا له من أمر جلل |
Arkadaşlar, bir kağıt parçası alıp en utanç verici anınızı yazmanızı istiyorum. | Open Subtitles | اريدكم ان تاخذوا قطعه من الورق وتكتبون عليها اكثر ذكرى محرجه لكم |
İyi, o sadece bir ölünün parçası. | Open Subtitles | أوه,حسنا بعد كل هذا هو فقط قطعه نسيج ميته |
O sandıkta bir kaya parçası var. Alır mısınız? | Open Subtitles | اذا نظرت فى هذا الصندوق، سوف تجد قطعه من الصخر؟ |
Abartmadan söylüyorum ki onu bir dilim Velveeta peynirini tek oturuşta yerken gördüm. | Open Subtitles | حرفياً لقد رأيتها تأكل قطعه جبنه فيتا بأكملها دفعة واحدة |
Sonra en iyi arkadaşım düğününde, büyük, güzel peri masallarındakine benzeyen düğün pastasından koca bir dilim keserken o kadar mutluydu ki o pastanın benim pastam olmasını istedim. | Open Subtitles | و عند زواج صديقتي المقربة , كانت تقف هناك في غاية السعاده , تقطع قطعه كبيرة من كيك حفلها الرائعه و الكبيرة |
İçeri girmek için kestiği cam parçasını görebiliyorsunuz. | Open Subtitles | سترى لوح الزجاج الذى قطعه ليتمكن من الدخول |
Buradayım ve bir lokma pasta kaldığını umuyorum. | Open Subtitles | هنا، يتمني لو ان هناك قطعه صغيره من الكعك تبقت. |
Çit neye yarar ki? Sadece manzara genişlesin diye kesmiş. | Open Subtitles | هو قال , سياج يكون سياج , هو فقط قطعه للأسفل لإنه يحجب منظرة |
...yetkililer çalışmasının asıl anlamı bir parçayı bulsa bile ortaya çıkmasın diye onları parçalara bölmüştür. | Open Subtitles | حتى إذا إكتشف أيّ شخص .. إحدى قطعه فلا يعرف ماهية هذه القطعة |
Yabancıların beni milyon parçaya bölmemelerine dair ciddi bir politikam var. | Open Subtitles | حسناً لدى سياسه صارمه ضد أن يقطعنى الغرباء إلى مليون قطعه |
Meşin bağın kesilmiş olduğunu söyledi, belki bir ustura ile. | Open Subtitles | قالت ان الشريط اللاصق قد تم قطعه ربما بواسطة موس |
En boş anında kes gitsin. | Open Subtitles | قطعه حينما تكون تتوقع ذلك على الاقل |
Böğürtlenleri Kesip her birini çok tahıllı waffle'ın ayrı gözüne koymalısın. | Open Subtitles | يجب أن تقطع التوت و تضع قطعه بكل فتحه من الكعكه |
Kimse Norman'ın parmağını istemiyor. Sadece kesmek istiyoruz. | Open Subtitles | لا أحد يريد نورمان يفقد أصباعه نريد فقط قطعه |
24 parçalık takımı alırsak mini yelkenli fiyata dahil mi? | Open Subtitles | -حسنا ً , إذا أشترينا 24 قطعه -السفينة الصغيره معهم |
Kocasını baltayla doğradı ve parçalarını postayla ülkenin her yerine gönderdi. | Open Subtitles | لقد قامت بفرمه بواسطة فأس و أرسلت قطعه بالبريد عبر أنحاء البلاد |