Sen bir zihin bir hayat yarattın. Daha sonra da onun haklarını elinden aldın onu bir kafese koyup, olabilecek en kirli insanların eline verdin. | Open Subtitles | لقد صنعتَ عقلًا وحياةً ثمّ سلبتها صوتها وحبستها في قفصٍ وسلّمتها لأكثر النّاس فسادًا في الوجود. |
Doğa kanunu der ki, eğer bir erkek tavşanı alırsan ve bir dişi tavşanı alırsan, ve bunları uzun bir süreliğine aynı kafese koyarsan sence ne olur? | Open Subtitles | قانون الطبيعة يقول بأنه إذا أخذت أرنب ذكر وأرنبة ، ووضعتهُمَا في قفصٍ معاً لمدّةطويلةمِنالزمن، |
Paslı bir kafeste sıkışıp onun gibi bir adam için çalışarak harcanamayacak kadar güzel | Open Subtitles | جميلة جداً في أن تضيعيها حبيسة في قفصٍ روسي للعمل لدى رجل مثل هذا |
Bakalım, hayatının sonuna kadar bir kafeste kalmak hoşuna gidecek mi. | Open Subtitles | وارى كيفَ سيحب ان يبقى في قفصٍ لبقيةِ حياتهِ |
# Hayat bir kafesten başka nedir ki benim için? | Open Subtitles | ♪ ماهي الحياة، غيرُ قفصٍ بالنسبة لي؟ |
# Hayat bir kafesten başka nedir ki benim için? | Open Subtitles | ♪ ماهي الحياة، غيرُ قفصٍ بالنسبة لي؟ |
Sizin benim gibi yemek probleminiz yoktu ve sizi bir kafese kapatmak düşündüğüm kadar iyi bir fikir değilmiş. | Open Subtitles | أنتما الإثنان لا مششاكل لديكما في الطعام كالتي أواجهها أنا وإعتقادي بأن فكرة حبسكما في قفصٍ كانت ستؤول بالأمور للأفضل كانت خاطئة |
Widmore 800 metre kadar ileride - onları kafese kapattı. | Open Subtitles | -ويدمور) يحتجزهم في قفصٍ على بُعد نصفِ ميل للداخل) |
Bir taksi şoförünün kafeste falan çürüdüğünü mü? | Open Subtitles | أحد سائقي سيّارات الأجرة البؤساء يتعفّن في قفصٍ في مكانٍ ما؟ |
Phoenix'e hiç gittin Orada bir kafeste savaştım. | Open Subtitles | هل ذهبتِ سابقاً إلى "فونيكس"؟ حاربتُ في قفصٍ هناك. |