Fazla vaktimiz kalmadı diye endişeleniyorum. | Open Subtitles | أنا قلقةٌ من أنه لم يتبقَّ لديها الكثير من الوقت. |
Ben de yeni komşumuzun bir işler çevirmesinden ötürü endişeleniyorum. | Open Subtitles | وإنني قلقةٌ بأن جيراننا الجدد يفكرون بجريمة ما |
Babası konusunda endişeleniyor. Olağan bir durum. | Open Subtitles | إنّها قلقةٌ بشأن والدها، هذا أمرٌ مُتوقّع |
Yatırımcı toplantım konusunda benim için endişeleniyor. | Open Subtitles | إنَّها حتى قلقةٌ بشأني حيال إجرائي لصفقاتٍ إستثمارية |
Sadece bu konuda onun... benden çok düşünmesinden endişeliyim. | Open Subtitles | أنا قلقةٌ فحسب. بأنه أضحى يفكر بجديّة أكثر، بشأن علاقتنا، أكثر مني. |
- Sıradaki toplantı için endişeli misiniz? | Open Subtitles | هل أنتِ قلقةٌ حول الجولة القادمة لإغلاق القواعد, أيّتها السيناتور؟ |
Bak, para yüzünden endişelendiğini biliyorum. | Open Subtitles | اسمعي, أعرف بأنكِ قلقةٌ بخصوص المال. |
Onun için endişeleniyorum sadece. Çok fazla normal. | Open Subtitles | حسنٌ, أنا فقطْ قلقةٌ عليها, إنها فتاةٌ طبيعية. |
Doğrusu şu an Bay Callen için daha çok endişeleniyorum. Arkady yakın arkadaşı mıydı? | Open Subtitles | بصراحةٍ, أنا قلقةٌ أكثرَ حيالَ السيد كالين في الوقتِ الحالي |
Kardeşim için endişeleniyorum. Tehlikeli olabilirsin. | Open Subtitles | أنا قلقةٌ على أخي، ربما تكون خطراً |
Sanırım bebeklerle ilgili bir sorun olduğundan endişeleniyorum. | Open Subtitles | أظنُّ أنّي قلقةٌ أن يحصُل شيءٌ مع جنيني |
Onu yarı yolda bıraktığım konusunda ben de endişeleniyorum. | Open Subtitles | أنا قلقةٌ جدّاً بطريقة خذلاني له. |
Onunla ilgilenmenin seni çok yorduğundan endişeleniyorum. | Open Subtitles | أنا قلقةٌ كثيراً لكونكِ وكيلةً لها |
Ablam benim için endişeleniyor. | Open Subtitles | أختي الكبيرة قلقةٌ بشأني |
Eh, çok endişeleniyor. | Open Subtitles | نعم, إنّها قلقةٌ كثيراً. |
Daisy, senin için çok endişeleniyor bu arada. | Open Subtitles | . إنّ (دايزي) قلقةٌ بشأنك للغاية |
Zor durumda kalacağımdan ötürü çok endişeliyim. | Open Subtitles | أنا قلقةٌ جِداً من أن أشعُر بالحرَج. |
- Biliyorum bu onun iyiliği için ama endişeliyim. | Open Subtitles | -أعلم أنّ ذلك في مصلحته, ولكنّني قلقةٌ عليه |
Kesinlikle en iyi "Real Housewives" ama ben haklı bir şekilde Danielle'den endişeliyim.* | Open Subtitles | فيها أفضل برنامج "ريل هاوس وايفز". لكنّي فعلاً قلقةٌ على (دانييل). |
İş konusunda endişeli misin? | Open Subtitles | هل أنتِ قلقةٌ بشأنِ هذه المهمة؟ |
Annen ve Didi için endişelendiğini biliyorum, ama bu işe bir son vermelisin! | Open Subtitles | أعرف بأنك قلقةٌ بخصوص أمكٍ و (ديدي)، -لكن هذه التفاهة يجب أن تتوقف. |