Annen senin için çok endişelendi. | Open Subtitles | -هادّي) ) لقد كانت والدتكِ قلقة عليكِ بشدة |
Dinle, sadece endişelendi. | Open Subtitles | إنظري، أنها قلقة عليكِ فحسب. |
Annenin seni zorladığını düşündüğünü biliyorum ama endişelendiği için böyle yapıyor. | Open Subtitles | أعلم أنّكِ تشعرين أنّ أمّكِ تقسو عليكِ. ولكنّها تفعل هذا لأنّها قلقة عليكِ. |
Annenin seni zorladığını düşündüğünü biliyorum ama endişelendiği için böyle yapıyor. | Open Subtitles | أعلم أنّكِ تشعرين أنّ أمّكِ تقسو عليكِ. ولكن هذا لأنّها قلقة عليكِ. |
Evet, bunların hepsi program için çok iyi şeyler ama ben şu anda senin için endişeleniyorum. | Open Subtitles | ،أجل، حسناً، هذه أمور رائعة من أجل البرنامج لكنني قلقة عليكِ الآن |
California'da olduğundan senin için endişelendim. | Open Subtitles | "كنت قلقة عليكِ فى "كاليفورنيا |
Onunla konuştum ve senin için endişeleniyor. | Open Subtitles | لقد تحدثت إليها وهي قلقة عليكِ |
Annen için çok endişeleniyor olmalısın ama ben senin için endişeleniyorum. | Open Subtitles | أعلم، يجب أن تكوني قلقة جداً بشأن أمكِ، لكن... أنا قلقة عليكِ. |
Tatlım, senin için endişeleniyorum. | Open Subtitles | عزيزتي , أنا قلقة عليكِ |
Tabii. senin için endişelendim. | Open Subtitles | ـ بالطبع ، أنا قلقة عليكِ.. |
- Dinle, senin için endişelendim. | Open Subtitles | -إسمعي , أنا قلقة عليكِ |
senin için endişeleniyor. | Open Subtitles | أنها قلقة عليكِ. |
Bonnie, kızın senin için endişeleniyor. | Open Subtitles | (بوني) ، إبنتُكِ قلقة عليكِ |