"قمراً" - Traduction Arabe en Turc

• uydu
• uyduyu
• bir ay
• dolunay

Diyelim ki, yörüngeye bir uydu gönderdik, çalışmamaya başladı ya da yakıtı bitti, onun için başka bir şey gönderdik,
فمثلاً، نرسلُ قمراً صناعيّاً فيتوقّف عن العملِ، و ينفذ وقوده فنرسل شيئاّ اّخراّ إلى الفضاء

Bak. Dünya çapına yayılmış. Yörüngede 15 uydu var.
لقد صارت شبكة عالمية ولديهم 15 قمراً صناعياً عاملاً

Çok gizli askeri bir uydu olabilir. O sinyaller Voyager'dan geliyor.
يمكن أن يكون هذا قمراً صناعياً عسكرياً سرياً هذه الإرساليات من الرحّالة

Eş zamanlı sonuç alamayız, ancak 5 dakikada bir görüntü yollayan bir uyduyu şu an kullanıyoruz.
لا يمكننا إحضار بثاً حياً لكن لدينا قمراً صناعياً بالموقع يقوم برفع الصور كل 5 دقائق

Bir yığını, bir uyduyu yörüngeden çıkartabilir ama ciddi yapısal hasar vermek?
سرب منه قد يُخرج قمراً صناعيّاً من مداره، لكن التسبب بأضرار هيكليّة شديدة؟

her zaman dediğin gibi... bu ay, sadece bir ay değil, benim için gönderdiğin bir rüya.
.. كما تقولين دائماً أن هذا القمر ليس قمراً .. إنه حُلم كنتِ ترينه لي

Bir dolunay daha göremeyeceksin.
لن تعيشي لتشاهدي قمراً آخر مكتمل

Bu yüksek çözünürlü bir uydu değil ama araçların sayısı ve yanındaki insanların görülmesi gerekir.
انه ليس قمراً صناعياً عالى الجودة هناك سيارات وأجسام قريبة لا نعرف ما هى

Dünya'nın etrafındaki 15 uydu hâlâ yayın yapıyor.
خمسة عشر قمراً صناعياً لا تزال تبث حول الأرض

Hükümet bizi uydu ile takip ediyor olmalı.
الحكومة سيكون لديها قمراً صناعياً يتتبعنا

Özel bir uydu yayınını Kuzeydeki bir adaya kadar takip ettim. Sonra şebeke bağlantısı kesildi.
تتبعت قمراً صناعياً مكرساً لجزيرة في الشمال، مفصولة عن مجال التواصل

Başka bir uydu, trafik lambaları, neyin varsa kullan.
استعملي قمراً اخر، كاميرات المرور

Tüm dünyada, tek bir sözcük, tek bir düşünce, tek bir anda 15 uydu ile birleşince...
كلمة واحدة، فكرة واحدة فحسب فيلحظةواحدة... بوجود 15 قمراً صناعياً

Orada ne kadar uydu var?
كم قمراً صناعيّا بالأعلى هناك؟

uydu kiralamış olmalısınız.
لقد استأجرتم قمراً صناعياً يا رفاق.

Ayrıca Rusya'nın bir taktik uyduyu sessizce Mumbai'de belli bir telefon şirketine sattığını hiç söyleyemem.
بالتأكيد لا أستطيع أن أقول إن الروس باعوا سراً قمراً صناعياً تكتيكياً قديماً لشركة اتصالات في (مومباي)

En kötü ihtimalle, şimdi ve bundan sonra her zaman güzel bir ay görebilirsin.
في أسوأ الحالات، سترى قمراً جميلاً بين الحين والآخر

Gözlerimin arasında minicik sarı bir ay görürsen, bu kalacağım demektir, dedin.
"إذا رأيت قمراً أصفر صغيراً في كلتا عيني... "هذا يعني أنني سآتي"

dolunay çıktı ama hiçbir şey olmadı.
لقد كان قمراً كاملاً ، ولم يحدث شيء

Daha önce hiç böyle bir dolunay görmedim.
لم أر قمراً مثل هذا من قبل