| İki aydır sana söylemek istediğim her şeyi söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت كل ما أردت قوله لك للشهرين الماضيين |
| Hartigan, sana söylemek istediğim çok şey var. | Open Subtitles | هارتيجان ؟ هناك الكثير أردت قوله لك أنك لا تذهب عن أفكاري أبداً |
| Seni buraya getirdiğimden beri sana söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | منذ أن أحضرتك هنا , هناك ما أريد قوله لك |
| Biliyorum ama ben hiç Sana söylemem gerekenleri söyleyememiştim. | Open Subtitles | أعلم، لكنّي لم أنتهِ من كلّ ما أودّ قوله لك. |
| Sanırım, Sana söylemem gereken şeyler var. | Open Subtitles | اعتقد بأن هناك شيئ اريد قوله لك |
| Sakın yapma, Sana söylemeye çalıştığım şey buydu. | Open Subtitles | , لا تفعل هذا ما احاول قوله لك لقد عينوا شريكة لي |
| Sana anlatmaya çalıştığım bu. - Çok karışık. | Open Subtitles | أعني , هذا هو ما أحاول قوله لك إن الأمر معقد |
| Dogal olup olmadığını söyleyemem, fakat içi boş diyebilirim. | Open Subtitles | لا يمكنني القول إن كان طبيعياً أم لا لكن ما يمكنني قوله لك أنه أجوف |
| Bende bu sivri dil varken mi? Tek söyleyebileceğim, cesur bir adamsın. | Open Subtitles | بقبلة منى ، كل ما يمكننى قوله لك هو أنك رجل شجاع |
| Affet beni Amir Can. sana söylemek zorunda olduğum şey için affet beni. | Open Subtitles | ،سامحني يا أمير سامحني لما يتحتم علي قوله لك |
| Uzun zamandır sana söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | هناك أمر عزمت على قوله لك منذ فترة طويلة |
| sana söylemek istediği her neyse, onu dinlemelisin. | Open Subtitles | مهما كان ما كانت تريد قوله لك يجب ان تسمع |
| Her şey bir yana, sana söylemek istediğim tek şey şu anda hayatının en büyük fırsatı ile karşı karşıyasın. | Open Subtitles | ثمة شيء واحد أريد قوله لك أنت الآن تواجه أكبر فرصة في حياتك |
| Dinle, bugün ofisine geldiğimde.. ...sana söylemek istediğim her şeyi söylemedim. | Open Subtitles | اسمع, أنا لم أقل كل شيء أردت قوله لك حينما قمت بزيارتك في مكتبك اليوم |
| Lawrence'ın sana söylemek istemediği şey bu adamla olan husumetin bizi tehlikeye sokabilir. | Open Subtitles | ما يتردد لورنس في قوله لك علاقتك بهذا الرجل وضعتنا مباشرة في مرمى له |
| Arabadayken Sana söylemem gereken bunlardı. | Open Subtitles | هذا ما كان علي قوله لك في السيارة |
| Sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | هنالك شيءٌ أريد قوله لك. |
| Dinle, Sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك أمر أود قوله لك |
| Sana söylemem gereken çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير علي قوله لك |
| Sana söylemeye çalışıyordum O benim babam. | Open Subtitles | هذا ما كنت احاول قوله لك الرجل ذو النظارات يكون أبي |
| Yani şu an Sana söylemeye çalıştığım şey aramızda bir şey olmadığı. Eskide kaldı onlar. | Open Subtitles | ماأريد قوله لك أنه لم يحدثشىءمجددا. |
| Benim de Sana anlatmaya çalıştığım buydu. | Open Subtitles | لا , انتظر هذا ما كنت أحاول قوله لك |
| Sana ne diyebilirim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أدري ما يجدر بي قوله لك |
| Size bütün söyleyebileceğim bu heykelin sıradaki olduğu bu yüzden lütfen güvenli bir yere götürmeme izin verin. | Open Subtitles | كل ما يمكنني قوله لك أن تلك المنحوته هي هدفه القادم لذا أرجوك دعني أن أنقلها إلي مكان آمن. |