Neden böyle değerli bir madeni tamamen kendine sakladığını anlatarak başlayabilirisin bence. | Open Subtitles | من الأفضل لكِ تفسير سبب إحتفاظك بمصدر قيّم طوال ذلك الوقت لنفسك |
Hamster çok değerli bir ders aldı insanlara karşı dikkatli olmak. | Open Subtitles | الهامستر تعلم درس قيّم احذر مما يصنعه الإنسان |
Bu yüzden, çalışmak istiyorsan veya elinde değerli bir şey varsa... | Open Subtitles | إذا كنتَ مستعداً للعمل أو كان لديك شئٌ قيّم |
Herkesi ve değer verdiği her şeyi yok ettiğim zaman gözüne bir ok saplayacağım. | Open Subtitles | وحالما يفقد كل شخص وكلّ شيء قيّم إليه فسأنشب سهمًا في عينه |
Ancak bu dünyada değer verdiğin her şey saldırı altındayken sen ne yaparsın? | Open Subtitles | لكن ما الذي تفعله عندما كل شيء قيّم بالنسبة لك يتعرض للهجوم؟ |
parada devalüasyon tedavüldeki paranın değeri düştüğünde onunla değerlenen herşeyin değeri de düşer. | Open Subtitles | ף تخفيض قيمة العملة. عندما تنخفض قيمة العملة ,تنخض قيمة كل شيئ قيّم فيها |
Bu iş sayesinde ilk defa önemli bir şeyler yaptığımı hissediyorum değerli şeyler. | Open Subtitles | هذا العمل هو أوّل شيءٍ جعلني أشعر وكأنّي أقوم بشيءٍ مُهم، قيّم. |
Madeninde kıymetli bir şey olduğuna ikna edeceğiz ardından madeni çıkarma yöntemini satacağız sonra da tüm parasını alacağız. | Open Subtitles | سنقنعه بأن لديه شيء قيّم في منجمه ثم نبيعه عملية إستخراج في منجمه ومن ثم نأخذ كل ما قدمه من المال |
Eh, şimdi cevaplarsam eğer güvenle ilgili değerli bir dersi kaçıracaksın, Jennifer. | Open Subtitles | لو جاوبتك الآن فلن تتعلمين درس قيّم عن الثقة |
Yasal doku ticareti dediğimiz husus, tıbbi araştırmalar açısından çok değerli bir kaynaktır. | Open Subtitles | تجارة الأمسجة المشروعة مصدر قيّم في المواد البيولوجيّة للإستخدام الطبّي |
Ülke dışına çıkartacağı kadar değerli bir kaynak olsun. | Open Subtitles | شخصًا يمكن أن يكون قيّم بما يكفي لكي يُسافر خارج البلاد. |
Hayır. Çok değerli bir şey arayan biri karıştırmış. | Open Subtitles | كلاّ، بل من قبل شخص كان يبحث عن شيءٍ قيّم بشكل لا يُصدّق. |
Yapamamak da çalışmanın aynı şekilde değerli bir parçası. | Open Subtitles | الإخفاق في الأداء هو جزء قيّم للدراسة أيضاً. |
Ne zaman olursa olsun, Anna ve ben ele geçirdiğimiz değerli bir şeyi saklamak istesek. | Open Subtitles | بين الفينة و الأخرى كنّا نعثر على شيء قيّم نريد إخفاءه |
Ayrıca Beyaz Saray'ın içinde değerli bir kaynağın var, güvenilir bir ajan sana kendini ara ara gösterecek. | Open Subtitles | كما أن لديك مخبر قيّم داخل البيت الأبيض، عميل محل ثقة وسيعرّفك بنفسه قريبًا |
Ne üstünde ne dolabında değerli bir şey yoktu. | Open Subtitles | فلمْ نجد أيّ شيءٍ قيّم في خزانته أو على جثته. |
İyi işleyen teçhizatlar yapmak yerine --önceden ne yapacağını bildiğiniz şeyler-- daha açık aletler yapmaya başlıyorsunuz. Yeni bir değerler kümesi mevcut insanların değer verdiği yeni şeylerin kümesi. | TED | بدلاً عن بناء أجهزة تُحسن التصرف -- أشياء تعرف أنها ستؤدي مقدماً -- فأنك تبدأ ببناء أدوات مفتوحة أكثر. هناك مجموعة قيّم جديدة، مجموعة جديدة من الأشياء التي يقدرها الناس. |
Orada onun için dikkate değer bir şey varsa eğer. | Open Subtitles | إن كان لدي شيء قيّم لأقدمه له |
Açık arttırmacı bir erkek ve Kendra panikleyip gömmeden önce kılıca değer biçmişti. | Open Subtitles | البائع بالمزاد العلني هو رجل... ولقد قيّم السيف قبل أن تُذعَر (كندرا) وتُخفيه. |
Yola çıkartılmasından evvel kemana değer biçti. | Open Subtitles | لقد قيّم الكمان قبل السفر |
Bu hayattaki en ufak değeri olan her şey; ben bunu bilirim işte. | Open Subtitles | كلّ شيء قيّم في هذه الحياة، وهذا ما أعلمه. |
Şuradaki arkadaşımdan çok önemli bir şey çaldın. | Open Subtitles | ترى ، لقد أخذت شيء قيّم للغاية من صديقي هنا |
Senin güçlerine sahip bir Hexenbiest bu güçlere itibar eden biri için çok kıymetli bir kazanç olabilir. | Open Subtitles | هيكسنبيست بقوّتك ستكون عنصرا جد قيّم لشخص يكنّ لها الاحترام |