| yalancı olmak bir tarafa ama iki yüzlü olduğunu fark etmemiştim. | Open Subtitles | انه شئ أن تكون كاذباً لكني لم أعرف انك منافقة أيضاً |
| Onun karım olduğunu söyleyenler hem yalancı hem de hain! | Open Subtitles | ومن يقول أنها زوجتى ليس فقط كاذباً ولكنه خائن |
| Gereken değişiklikleri yapacağız, yoksa Puck bir yalancı olacak. | Open Subtitles | و سوف لن يطول الوقت قبل أن نصلح الأمر إلا سيكون الجني كاذباً |
| Bir scientologisti kirletmenin nasıl bir şey olduğunu merak etmediğimi söylesem yalan olur. | Open Subtitles | سأكون كاذباً إذا قلت أنني لم أفكر كيف سيكون ممارسة الجنس مع عالمة |
| Hadi ama beni yalan söylediğimi anlayacak kadar iyi tanıyorsun. | Open Subtitles | بربّكِ، إنّكِ تعرفيني بما يكفي الآن لتعرفي متى كنتُ كاذباً. |
| İnsanlara yanlış alarm olduğunu ve odalarında kalmalarını söyle. | Open Subtitles | اخبر الناس أنه كان إنذاراً كاذباً وأن يبقوا فى غرفهم |
| yalancı olmadığını bilecek kadar tanıyorum. | Open Subtitles | رأيت القدر الكافي لأعرف أنه لم يكن كاذباً, أجل. |
| Çok dürüst olduğum için değil, çünkü berbat bir hafızam vardır ve berbat bir hafızanız varsa iyi bir yalancı olamazsınız. | Open Subtitles | لكن لأنَ لدي ذاكرة سيئَة لا يُمكنُ أن تكونَ كاذباً ماهراً لو كانَ لديكَ ذاكرة سيئَة |
| Gerçekten yalan söylediğimde, söyleyecekken veya zaten söylemişken yalancı denmesi umrumda değil. | Open Subtitles | لا أمانع من وصفي كاذباً حينما أكذب أو حينما أكون على وشك الكذب أو حين أنتهي من كذبة للتو |
| Ama bana baktıklarında ben babanızın yani babamızın.... ...yalancı olduğunu hatırlatmak için varmışım gibi bakıyorlar. | Open Subtitles | لكن عندما ينظرون إليّ فكأني هذا الشئ الذي يذكرهم أن والدنا كان كاذباً |
| - Fakat mutlu değil. O bir... - Bir yalancı ve hırsız. | Open Subtitles | لم يكن سعيداً بنفسه, لقد كان كاذباً و لصاً |
| Böylece istediğin zaman, koca bir asalak yalancı olduğunu, bana söyleyebilecektin. | Open Subtitles | ولم تستطع عندي اي نقطة من حديثا ان تضيف هذه, انك كاذباً حقير |
| Tüm hakettiği saygıları onun olsun, Fakat şimdi siz benim atalarıma yalancı diyosunuz. | Open Subtitles | مع إحترامي يا سيدي ولكنك الآن تدّعي أن جدّي الأكبر كان كاذباً |
| Ne diyeceğimi bilemiyorum, civciv. Üzüldüm dersem, yalan olur. | Open Subtitles | هذا يضعني في مأزق كبير يا فتاتي لو اسفت علي عدم حدوث شيء أكون كاذباً |
| Çünkü o yalan söylemiş olabilir, fakat sonuç olarak Eric gibi kalleş değil. | Open Subtitles | لأنه ربما يكون كاذباً , و لكنه . على الاقل لا يطعن بالخلف كأيريك |
| Zorluk bitti dersem yalan olur. | Open Subtitles | سوف اكون كاذباً اذا اخبرتك ان الجزء الصعب قد انتهى |
| Benim de aklımdan geçmedi dersem yalan olur. | Open Subtitles | سأكون كاذباً إن قلت إنّني لم أفكّر في هذا. |
| Başından beri planım bu deseydim yalan söylemiş olurdum. | Open Subtitles | أكون كاذباً اذا أخبرتك ان هذه كانت خطّتي طوال الوقت |
| Bu bir yanlış alarmdı, hepiniz odalarınıza geri dönün. | Open Subtitles | كان إنذاراً كاذباً, عودوا جميعاً الى غرفكم |
| Dâhi bir yalancıydı resmen. | Open Subtitles | أنا رأيتها. لقد كان كاذباً محترفاً. |
| Ya yalancısın ya da sistem bir dakika ileri. | Open Subtitles | لذا، إما أن تكون كاذباً أو أن نظامنا قد تعطّل لدقيقتين. |
| Güvenilirliği ispatlanana kadar her hasta yalancıdır. | Open Subtitles | كل مريض يعتبر كاذباً إلى أن يثبت أنه صادق |