| Büyükbaba senin ve yaşayan diğer tüm Apaçilerin, Mesihlerini ararken çölde kaybolan ve amaçsızca dolaşan eski Yahudiler gibi olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | كاليهود القدامى ضائعون وتجوبون الصحراء بحثا عن المسيح |
| Onlara göre, Yahudiler gibi, | Open Subtitles | بالنسبة لهم، كاليهود |
| O bir sıçan, Yahudiler gibi. | Open Subtitles | إنهُ فأر كاليهود |
| Beyaz gibi giyiniyor, siyah gibi konuşuyor ve Yahudi gibi araba sürüyorsunuz. | Open Subtitles | يعني أن لديك عيناي صغيرتان وترتدي كالبيض وتتحدث كالسود , وتقود كاليهود |
| Paris'teki üniversitenizden alındığında Yahudi gibi görünmüyordunuz konuşmuyordunuz, hatta düşünmüyordunuz bile. | Open Subtitles | عندما اخذوك من الجامعة في باريس رغم انك لاتشبه اليهود لاتتحدث كاليهود لاتفكر كاليهود |
| İngiliz gibi davran, Yahudi gibi para harca. | Open Subtitles | تصرف كالبريطانيين ، أنفق كاليهود |
| Tıpkı Yahudiler gibi. | Open Subtitles | كاليهود تماما. |
| Kazandı ve sen Yahudi gibi nereye kaçıyorsun? | Open Subtitles | ثم فاز و فر كاليهود |
| Yahudi gibi zenginmiş. | Open Subtitles | أنهُ غني تماماً كاليهود. |