Diğer cihazlara göre Marlon'ın kullandığı teknoloji çok daha gelişmişti. | Open Subtitles | تكنولجيا مارلون كانت أكثر تعقيداً مما كان مسموح له بها |
Ürettikleri ürünlerle olan bağları, Marx'ın hayal edebileceğinden çok daha karmaşık, şaşırtıcı ve bir o kadar da eğlenceliydi. | TED | علاقتهم مع منتج عملهم كانت أكثر تعقيدا، مدهشة ومضحكة أكثر مما يمكن أن يتخيل. |
Fakat diğer araştırmacılar ve biz çeşitli konular hakkında çok daha az rastlandık ve stresli sahte anılar da ektik. | TED | ولكن نحن وسائر المحققين قد زرعنا ذكريات غنية كاذبة من الأشياء التي كانت أكثر غرابة وأكثر إرهاقاً بكثير. |
Ben daha çok bir rehber gibiydim ve bu çok hoşuma gidiyordu. | Open Subtitles | مهمتى كانت أكثر كدليل له من مهمتى كسكرتير كانت وظيفه كافيه ممتعه |
Ben gazetelerde okuduklarımdan, Armstrong'ların yakın dostu olan prensesten daha çok şey biliyordum. | Open Subtitles | و حتى أن معلوماتى من قراءاتى لتقارير الصحف كانت أكثر منها رغم زياراتها الدائمه للأسره |
Benzer bir tecrübe sayesinde yaklaşmaya çalışmaktan fazlasıydı. Kapıyı açar mısın? | Open Subtitles | كانت أكثر من مجرد محاول إرتباط عاطفية عن طريق تبادل الخبرات المٌشتركة |
Yukarıdan baktığınızda sığır kampları hayalimdekinden bile daha gösterişliydi, ancak bir şeyler oldukça değişmiş. | TED | مخيمات الماشية من الأعلى كانت أكثر إثارة مما كان يمكن أن تتخيل، ولكن الأمور تغيرت هناك أيضاً. |
Fiona Gallagher'ın boynu, daire etrafınca 20 cm'den fazla bir iplikle, zorla sıkıştırılmıştı. | Open Subtitles | عُصر بقوة لدرجة أن الضمادة التي رُبطت للقياس كانت أكثر من تسع بوصات |
Konut güvenlik haritası kendilerinin bir çeşit renk paletiydi, ve aslında üniversitede öğrendiğim bütün o renk paletlerinden çok daha etkiliydi. | TED | كانت خريطة الأمن السكني لوح ألوانٍ نوعيّا، وفي الواقع، كانت أكثر تأثيرًا من ألواح الألوان تلك التي كنت أدرسها في الكلية. |
Dinlerken takındığı duruş herhangi bir konuşmadan çok daha anlamlı ve güçlüydü. | Open Subtitles | طريقة استماعها كانت أكثر فصاحة من الكلام |
İkincisi, tabii ki, çok daha dramatikti. | Open Subtitles | الغيبوبة الثانية، بالطبع كانت أكثر تصنعاً |
En azından benim kimsem vardı. Seninkisi çok daha zormuş. | Open Subtitles | وفى النهاية لدى شخصا ما يبدو وأن حياتك كانت أكثر أصعب |
1980'lerin başlarında, string teorisi buna benzeyen ama çok daha karmaşık matematiksel anomalilerle kalbura dönmüş haldeydi. | Open Subtitles | نظريةالخيط حُلّت بنوع من الأشياء الرياضية الشاذة كهذا, بالرغم أن المعادلات كانت أكثر تعقيداً. |
O fakire, o kadar para vermeseydiniz, elinizde daha çok olacaktı. | Open Subtitles | كانت أكثر لو لم تُنفق الأموال لمساعدة الفقراء. |
Yüksek sesle havlamıyordu. daha çok hırlıyordu. | Open Subtitles | نباحه لم يكن عالياً، لكنها كانت أكثر مِنْ زمجرة، |
Çantasındakilere bakılırsa, kadın daha çok dudak koruyucu kullanan bir tipmiş. | Open Subtitles | وفقاً لمحتويات حقيبتها كانت أكثر من نوع تقبيل الذراعين |
- Hayır, hayır. Kötü bir insandan daha çok problemli biriydi. | Open Subtitles | كلاّ، كلاّ، كلاّ، لقد كانت أكثر كروح مضطربة من كونها شخصاً سيئاً |
D'Leh isimli oğlana göre ise kız bundan çok daha fazlasıydı. | Open Subtitles | وبالنسبة لطفل يدعى ديليه ، كانت أكثر من ذلك |
Bir rüyadan fazlasıydı efendim. | Open Subtitles | لقد كانت أكثر من مجرد رؤية ياسيدى , عندما رأيتهم معاً |
Phil ile Lem'i değiştirmeye çalışmak... onlara katlanmaya çalışmaktan bile daha çekilmezdi. | Open Subtitles | ومحاولة تغيير فيل و ليم كانت أكثر إزعاجاً من تركهم وشأنهم |
Senin sahip olduğundan daha fazla bir yetenekti seni eski dobişko. | Open Subtitles | والتي كانت أكثر من جميع مواهبك أيتها السمينة |
Fakat sadece bir hikâye olmaktan daha fazlası olmuş olabilir mi? | Open Subtitles | ولكن هل يمكن ان تكون إنها كانت أكثر من مجرد قصة؟ |