Çok daha önemlisi, çok büyük çapta ilk çok kültürlü, çok inançlı devletti. | TED | والأكثر أهمية، أنها كانت أول دولة متعددة الثقافات ومتعددة الديانات على مقياس ضخم. |
Bir saat sürecek olan çatışmanın ilk mermisi, açılan ilk ateşiydi. | TED | كانت أول جولة، أول انفجار من ساعة متواصلة من إطلاق النار. |
Şu an da size pek etkileyici gelmeyebilir, ama bu büyük problem için yaptığımız bu cihaz ilk başarılı girişimimizdi. | TED | ربما قد لا تبدو راقية جدا لكم الآن، ولكن تلك كانت أول محاولة ناجحة لنا لإنشاء جهاز لهذه المشكلة الكبيرة. |
Yani, benim ilk bilimsel işim ölü bitkileri saatlerce durmaksızın kağıtlara yapıştırmaktı. | TED | لذا كانت أول وظيفة علمية لي لصق النباتات الميتة، على الورق لساعات. |
Konuşmanın mevcut durumu anlatan giriş bölümünün sonuna bakarsak, insanların ilk kez gerçekten alkışladığı ve büyük bir gürültüyle coştuğu yer, | TED | لذا إذا نظرنا لأول نهاية لذلك في أول نهاية لذلك، كانت أول مرة حين صفق الناس بحرارة وهللوا بصوت عالي |
Ama savurganlık ve homo-erotizm "Öz-Yıkım Ansiklopedisi"nin sadece ilk cildini oluşturuyordu. | Open Subtitles | لكن الإنفاق المستهتر والتصرفات المسفة كانت أول فصل في دمار عائلتهم |
Çok mutlu. Çünkü talih Jeffy' ye ilk defa gülmüştü. | Open Subtitles | ولأن هذه كانت أول مرة يحصل فيها جيفى على أجازة |
Dün gece üç yıl sonra ilk defa gece kulübüne gittim. | Open Subtitles | الليلة الماضية كانت أول ليلة لي في ناد ليلي منذ تزوجت. |
bu bizim ilk defa zamanımızda gerçekleşen F1 sürücüsünün ölümüydü. | Open Subtitles | كانت أول مرة يتعرض احد السائقين للموت من الجيل الحالي، |
Her yerli aşık erkek için ilk ders, yanık bir cilt ve tüyler | Open Subtitles | لقد كانت أول درس حب لكثير من الشبان الهنود كل أسمر متدثر بالريش |
81. aracın yıllar önceki ilk yangın görevi Little Italy'deki bir keçi çiftliğindeydi. | Open Subtitles | منذ سنوات كانت أول مهمة للشاحنة 81 في مزرعة أغنام في ليتل إيتلي |
Vücutların öldüğünde ne kadar ağırlaştığını ilk o zaman fark ettim. | Open Subtitles | تلكَ كانت أول مرة أُدرك فيها كم الجثث ثقيلة وهي ميتة. |
Sete ilk gelen ve setten son ayrılan o olurdu. | Open Subtitles | و كانت أول من يأتي للتصوير و آخر من يخرج |
Japonya, bunu kucaklayan, ilk Bati disi toplum olmustu. | TED | اليابان كانت أول مجتمع ليس غربى يعتنقه. |
Böylece, ona ilk tasarladığım set kocaman albüm etiketinin olduğu kocaman bir ışık kutusu oldu. | TED | كانت أول مجموعة مشاهد صممتها صندوقًا كبيرًا يشعُ ضوءًا يشمل اسمه وملصقًا بسجلاته. |
Karşı görüşten öğrenmekle ilgili benimle konuşan ilk kişiydi. | TED | لقد كانت أول شخص يحدثني عن التعلم من الطرف الآخر. |
Dolayısıyla buradaki ilk işim akbabaların orada olup olmadığını belirlemekti. | TED | لذا كانت أول مهامي هنا هي تحديد ما إذا كانت النسور في مسرح الجريمة. |
1917 yılına ait bu paylaşımları okuyarak Rusya'nın aslında ölüm cezasını kaldıran ilk ülke olduğunu, ayrıca kadınlara oy verme hakkı veren ilk ülkelerden biri olduğunu görüyoruz. | TED | قراءة المنشورات من عام 1917، تعلمون أن روسيا كانت أول دولة في العالم تلغي عقوبة الإعدام، أو كانت واحدة من أوائل الدول التي تمنحُ النساء حق التصويت. |
Bir kuyruklu yıldız yörüngesine oturup, güneş sistemi boyunca tam bir turuna eşlik eden ilk uydu oldu, Ağustosta güneşe en yakın mesafeye ulaştı ve sonra tekrar dışa doğru devam etti. | TED | فقد كانت أول قمر اصطناعي يدور حول مذنب، ويرافقه طوال كامل رحلته عبر النظام الشمسي، أثناء أدنى اقتراب له من الشمس كما سنراه في أغسطس، ثم أثناء ابتعاده مرة أخرى إلى الخارج. |
Uçağa ilk kez biniyordum, ülkem Ruanda'dan ilk kez ayrılıyordum. | TED | كانت أول مرة لي على متن طائرة وأول مرة أغادر بلادي، رواندا، |