Kötü bir kız gibi görünüyordu. Magazin haberlerinden çıkmış gibiydi. | Open Subtitles | إنها كانت تبدو فتاة سيئة عند النظر إليها في الصحف. |
Muhtemelen okyanus burada 200 yıl önce böyle görünüyordu ama bunu bize anlatacak kimse yoktu. | TED | وربما هذه هو الكيفية التي كانت تبدو عليها المحيطات هنا 100 أو 200 سنة مضت ، ولكن لا أحد حول أن يقول لنا. |
İyi gözüküyordu. Nasıl aniden hastalanabildi ki? | Open Subtitles | كانت تبدو بخير، كيف يصيبها شيئاً بهذه السرعة ؟ |
Bir cinayet söz konusuyken, kurbanın nasıl biri olduğunu söylemek nezaketsizlik değildir. | Open Subtitles | فى حالة الجريمة , ليس قاسيا ان تقولى ماذا كانت تبدو عليه الضحية |
Senin kız şimdi dizlerinin üzerindeki halinden daha iyi görünüyor. | Open Subtitles | عاهرتك كانت تبدو أفضل عندما كانت تركع على ركبتيها |
Eve bi' geldik, Sally farklıydı Sanki birisi onu ele geçirmişti. | Open Subtitles | حسنا،لقد عدنا للمنزل. وسالى كانت مختلفة. كانت تبدو وكأنها شخص أخر. |
Bu hariç tanıdığım kadınların sesi nineminkine benziyor. | Open Subtitles | كل امرأة عرفتها كانت تبدو مثل جدتي باستثناء هذه |
Kafeteryada çalışan Valerie Bertinelli benzeri bir kadındı. | Open Subtitles | فتاة المطعم.. كانت تبدو كـ(فاليري بيرتينيلي) |
Sadece çok üzgün göründüğünü. Sadece o ve onun yaşlarında bir adam vardı. Adam hiç yatışacak gibi değildi. | Open Subtitles | مجرد انها كانت تبدو حزينة جدا كانت هى فقط و رجل فى مثل عمرها تقريبا |
Sanmıyorum, sadece doğal merak Verdiğim cevaplardan memnun görünüyordu | Open Subtitles | لا أظن ، مجرد فضول طبيعي كانت تبدو مقتنعة بردي |
Dışarıdan Hayvan Çiftliği başarılı görünüyordu. | Open Subtitles | ظاهرياُ مزرعة الحيوانات كانت تبدو مزدهرة |
Bu pisliğin ortasında bir melek gibi görünüyordu. | Open Subtitles | كانت تبدو كالملاك. عكس هذة الكتلة القذرة. |
Bu pisliğin ortasında bir melek gibi görünüyordu. | Open Subtitles | كانت تبدو كالملاك. عكس هذة الكتلة القذرة. |
Hey, en azından o zamanlar için eğlenceli olmamdı gibi görünüyordu. | Open Subtitles | على الأقل كانت تبدو كأنها مستمتعة للمرة الأولى |
Arkadaşın o ikisinin toplamından daha fazla korkmuş gözüküyordu. | Open Subtitles | صديقتكِ كانت تبدو مرعوبة عندما رأتهم يُقتلوا معًا. |
Yalnızca nişanlandığımızda yüzüne bir bakmıştım ama şimdi nasıl biri olduğunu bile hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لقد القيت نظره خاطفة عليها عندما تمت خطبتنا ولا اتذكر حتى كيف كانت تبدو |
Evlenebileceğim birisi gibi görünüyor. | Open Subtitles | كانت تبدو مثل الشخص الذي اريد الزواج منه |
Bu mevkiyi kabul ettim... çünkü yapabileceğim en önemli şey gibi göründü. | Open Subtitles | لقد أخذت هذه الوظيفة... لانها كانت تبدو كاهم شىء اقدر ان افعله |
Çıplakken Sanki giyinik gibi görünürdü giyinikken de çıplak gibi. | Open Subtitles | كانت تبدو عارية عندما تكون مرتديةً ثيابها في حين تبدو و كأنها مرتدية الثياب عندما تتعرى |
İkimiz de sosyal ortamlarda bir garip oluyoruz, o yüzden iyi bir fikir gibi geldi. | Open Subtitles | أنا و هي نشعر بالغرابة قليلا بالمواقف الإجتماعية لذلك كانت تبدو هذه فكرة جيدة |
Neredeyse size çarpacak olan aracın neye benzediğini hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | السيارة التي كادت أن تصدم سيارتك أتتذكرين كيف كانت تبدو |
Diğeriyse Grace Kelly'nin takacağı bir şeye benziyordu. | Open Subtitles | الاخرى كانت تبدو كشيء سترتديه غريس كيلي |
ve benzeri." 10 farklı dile tercüme edilen bu zaman kapsülü internet ortamına yaklaşık 1 ay bulundu, ve bu da onun nasıl göründüğü. | TED | كبسولة الزمن كانت متاحة على الإنترنت لمدة شهر، تمت ترجمتها لعشرة لغات، وهكذا كانت تبدو. |