Arabayla ilgili soruyu cevaplamaktan kaçmak için harika bir yoldu. | Open Subtitles | كانت طريقة غريبة فى الهروب من سؤال ابى عن السيارة؟ |
Bu ebebeynlerin hangi devlet okulunun çocukları için uygun olduğuna karar vermelerine yardım edecek bir yoldu. | TED | لقد كانت طريقة يستطيع من خلاله الآباء معرفة ما هي المدارس العمومية الأحسن لأطفالهم. |
Sence bu düzgün bir veda şekli mi? | Open Subtitles | أتعتقد أن تلك كانت طريقة لائقة لتقول وداعا؟ |
Bu, ülkesinde istikrar oluşturmanın acımasızca bir yoluydu. | Open Subtitles | كانت طريقة قاسية جداً لتحقيق الاستقرار في بلاده |
Dünyayı şekillendiren süreçleri anlayabilmek için ücra yerlere gidip elleri kirletmek yeni bir yöntemdi. | Open Subtitles | الذهاب إلي أماكن متطرفة و تلويث اليدين كانت طريقة جديدة لمحاولة فهم العمليات التي شكلت الأرض |
Buffon'un yöntemi büyük ölçüde hatalı da olsa bu sebeple ondan bize kalanları küçümsemek kaba bir davranış olur. | Open Subtitles | كانت طريقة بوفون علي درجة كبيرة من عدم الدقة إنها تجربة فظة انتقصت من تراثه |
Sanırım onlarla başetme yolu buydu. | Open Subtitles | أعتقد أنّ تلك كانت طريقة تعامله مع مشكلته! |
Erkeklerle bir tanışma yoluydu işte. | Open Subtitles | لقد كانت طريقة بسيطة للتعرُف على الرجال |
Yani bu, binayı betimlemek ve tasarımlamak için bir yoldu, ama tabii ki deneyimleri paylaşmak için de. | TED | لذا فإنها كانت طريقة لرسم المبنى وتصميمه، ولكن بالطبع أيضًا لتوصيل تلك التجارب ببعضها. |
Bu öyle harika bir yoldu ki -- yani, böyle Java kitapları yapmaları gerek, ve bir programı öğrenmekle ilgili bir sorunumuz olmadı. | TED | كانت طريقة مثالية ل.. أقصد، يجب أن يكتبوا كتب الجافا بهذه الطريقة و لن تكون لدينا مشكلة في تعلم أي برنامج. |
Ödevleri düzenlemek için çok pratik ve eğlenceli bir yoldu. | Open Subtitles | لقد كانت طريقة ممتعة وعملية لتنضيم أعمال المدرسة |
Bize yardım etmeye çalışmak bankanın güvenlik sistemini kontrol etmek için akıllıca bir yoldu. | Open Subtitles | محاولة مساعدتنا كانت طريقة ذكية، لإكتشاف النظام الأمني للبنك. |
- Kendimi tanıtmak için biraz sakarca bir yoldu. | Open Subtitles | - - لقد كانت طريقة خرقاء لأعرف عن نفسي بها. |
Sus payını ödemek için kusursuz bir yoldu. | Open Subtitles | كانت طريقة ممتازة لمعالجة الدفاعات |
Söyleme şekli bir garipti. | Open Subtitles | كانت طريقة قوله لذلك غريبة. |
Hayır, konuşma şekli. | Open Subtitles | كلا، لقد كانت طريقة حديثه.. |
Tekamüle ulaşmanın yaramaz bir yoluydu, ama biz onu kabullendik, çünkü hepimiz onu anladık, ve hatırlabildiğim kadarıyla ilk defa bu yolsuzluğa karşı büyük çaplı kitlesel protestolar vardı. | TED | كانت طريقة سيئة للحصول على النضج، ولكن حصلنا عليها، لأننا جميعاً فهمناها، و للمرة الأولى التي أستطيع فيها أن أتذكر، كانت هناك احتجاجات جماهيرية ضد هذا الفساد. |
Kendi parasını kazanmasına izin vermenin bir yoluydu. Buna gücüm yetiyordu. | Open Subtitles | كانت طريقة لجعله يجني نقوده الخاصة |
Birbirimizi tanımak için eğlenceli bir yöntemdi. | Open Subtitles | . هذه كانت طريقة مسلية لنتعرف على بعضنا |
Eliot'un yöntemi yeniden yapılandırma. Onların anlaşmaları gayrimenkule yatırım ve gayrimenküllerinin yerini almak. | Open Subtitles | كانت طريقة إليوت هيكلة الاستثمار العقاري الخاصة |
Yaptığım şey yüzünden hayatıma devam edebilmemin tek yolu buydu. | Open Subtitles | أن تلك كانت طريقة لتتعايش مع مافعلته. |
Beni ne kadar sevdiğini anlatmanın, kendince bir yoluydu işte. | Open Subtitles | كانت طريقة ليعبّر لي.. عن مدى حبّه لي |