"كان زوجها" - Traduction Arabe en Turc

    • Kocası
        
    • kocasıydı
        
    • eşi
        
    Kocası vaktini fahişelerle geçirmek istiyor diye neden onu diri diri gömelim? Open Subtitles لماذا نقتل المرأة وهى على قيد الحياة إذا كان زوجها يُفضِل العاهرات؟
    Kocası kasaba dışındayken görünmez bir güç tarafından saldırıya uğradığını iddia etti. Open Subtitles وتم استحوذها من شئ خفي عندما كان زوجها خارج المدينة مارثا ماي
    Kocası bir hain olduysa o zaman mirası Cumhuriyeti'ne aittir. Open Subtitles إذا كان زوجها خائن فكل ما يملكه يعود إلى الجمهوية
    Mesela diğer bir üst düzey muhalif olan Vera Lengsfeld hakkında rapor veren kişi Kocası idi. TED مثلًا، فيرا لنجزفيلد، قائدة معارضة أخرى، في حالتها كان زوجها من تجسس عليها.
    Evet, baş şüpheli kocasıydı ama elimizde kanıt yoktu. Open Subtitles بدت القضيّة كجريمة سرقة. أجل، كان زوجها المُشتبه به الأساسي، لكن لمْ تكن لدينا أيّ أدلّة حقيقيّة.
    eşi Jim'le aynı birlikteydi. Onlar Open Subtitles عميل جيبز وتود هذه ليزا بيري كان زوجها مع جيم في نفس الوحدة
    Kocası, büyük babasının Alexios'dan daha iyi bir imparator olacağına dair bir tarihçe yazdı ama Anna buna katılmadı. TED كان زوجها قد كتب تاريخًا بحجة أن جده من شأنه أن يجعل من إمبراطور أفضل من اليكسيوس، لكن آنا لم توافق
    14 yaşındaydı, evliydi, Kocası onu sürekli dövüyordu TED كان عمرها 14 عاماً، وكانت متزوجة و كان زوجها يضربها باستمرار
    "Ve"...geleni Kocası sanıp camdan atlamış. Open Subtitles وأعتقد انة كان زوجها لذلك قفز من النافذة
    O sırada Kocası şehir dışındaydı, yangın ve hayat sigortaları vardı. Open Subtitles كان زوجها خارج البلدة، وكانوا يحملون تأمينا ضد الحرائق وتأمينا على الحياة.
    Yalnızca Kocası canlı olarak bulunursa bu bir zina olur. Open Subtitles لكن هناك قانون ضد الزنا سيتم اعتبارها زنا لو كان زوجها على قيد الحياة
    Son muayenesi, Kocası Afganistan'da olduğu sırada öldürülmesinden altı ay önceymiş. Open Subtitles فحصها الأخير كان قبل ستة أشهر من مقتلها عندما كان زوجها في أفغانستان
    Eğer Kocası yaşıyor olsaydı, çoktan boynumuzu kırmıştı. Open Subtitles لو كان زوجها ما يزال حيّاً كان سيكسر كلتا رقابنا
    Kadın sizinle yoldayken... şerif Kocası başka bir karıyla iş tutuyordu. Open Subtitles بينما كانت زوجته تسافر معكما... كان زوجها المأمور يعاشر امرأة أخرى
    Kocası, hayatındaki en önemli dayanağıydı. Ölümünden sonra, sanırım kendini başı boş hissetti. Kırılgan. Open Subtitles لقد كان زوجها مرساة قوية بحياتها وبعد وفاته، أظنها شعرت بأنها عائمة بلا وجهة، ضعيفة
    Vefat eden kadının bedenini Kocası dâhil hiçbir erkek göremez. Open Subtitles لايمكن للرجال ان يروا جثة المرأة , . حتى لو كان زوجها
    Hatırlıyorum bir Noel gecesi Tammy'nin annesi bizi evlerine davet etmişti onun da Kocası o yıl ölmüştü ama hiç anlayamazdın. Open Subtitles أتذكر عشية ليلة الميلاد عزمتنا أم تامي إلى بيتها كان زوجها قد مات في تلك السنة لكن لم تكوني لتعرفي
    Ne fark edecek ki? Çünkü bu ev kocasınınsa yüksek ihtimalle karşı taraftaki Kocası da bu evi almıştır. Open Subtitles لأنّه إن كان زوجها يملك هذه الشقة، فسيملكها شبيه زوجها بالعالم الآخر
    Kocası usta bir dolandırıcıydı. Open Subtitles كان زوجها يفعل ذلك، كنت هناك معهم لأسبوع
    O ikinci kocasıydı. Open Subtitles إنسى ذلك. لقد كان زوجها الثانى.
    Belki de aldatan kocasıydı. Open Subtitles ربّما كان زوجها الخائن
    eşi ve oğlu hala marketteymiş. Open Subtitles عندما كان زوجها و ابنها بالداخل هذا الصباح؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus