"كان فتى" - Traduction Arabe en Turc

    • bir çocuktu
        
    • bir çocuk
        
    • bir çocukmuş
        
    • bir adamdı
        
    • biriydi
        
    Evet, onu sevdim Kafasındaki harika fikirleri olan iyi bir çocuktu o. Open Subtitles نعم، احبه عندما كان فتى عظيما بافكار ساخنة في كل انحاء رأسه
    Okuldaki bir zorbaya denk gelip bıçaklayan cılız bir çocuktu. Open Subtitles لقد كان فتى نحيفا انفجر غاضبا و طعن متنمرا بالمدرسة
    Sessiz bir çocuktu, onu makul bulurlar ve iyi bir çocuk olduğunu söylerlerdi. Open Subtitles كان طفلا هادئا كانوا جميعا متفقين على أنه كان فتى صالحاً
    Vince'in dirilişini açıklayamadım ama Garrett'ın iyi bir çocuk olduğunu söyledim. Open Subtitles ولكن أخبرته بأن غاريت كان فتى طيباً تعلمين بأنه كان يائس
    Eskiden yakışıklı bir çocukmuş. Open Subtitles كان فتى طيب المظهر، ولقد فلت زمام أمره منه إلى حدٍ ما.
    Çok harika bir adamdı. Open Subtitles حسناً، لقد كان فتى رائع.
    - Otur. Buradan gitmeliyiz. - Ama patron, ufak bir çocuktu. Open Subtitles إجلس، علينا الرحيل من هنا - لكنه كان فتى صغيراً -
    Bu ve diğer nedenlerden dolayı, Tony Takitani içine kapanık bir çocuktu. Open Subtitles طوني تاكيتاني, لهذا السبب ،ولأسباب أخرى .كان فتى منطوٍ على نفسه
    Siz bunu bilmezsiniz ama küçükken çok zeki bir çocuktu. Open Subtitles أنتم لا تعلمون , و لكنه كان فتى ذكى جدا
    İlk gördüğümde, çok tatlı, yakışıklı bir çocuktu. Open Subtitles عندما إلتقيته أول مرة كان فتى جميلاً ساحراً
    O iyi bir çocuktu. Bilirsin, birazcık yanlış yola sapmıştı, evet... Open Subtitles إنـّه كان فتى صالحاً، أتعلم ، ربما ضلّ طريقه نّوعاً مّا ، لكن..
    Asilik yapardı, sokağa çıkma yasağını çiğnerdi ve arkadaşlarını da onaylamazdım ama iyi bir çocuktu. Open Subtitles كان يرُد عليّ، يكسر حظر التجول، ولم أُيّد دائماً أصدقائه، لكنه كان فتى طيب.
    İyi bir çocuktu. Senin için gitmeyeceği yer, yapmayacağı şey yoktu. Open Subtitles لقد كان فتى حسناً لقد كان سيذهب إلى أي مكان و سيفعل أي شيئ لأجلك
    Kendi dışında kimseye değer vermeyen bir çocuktu. Open Subtitles كان فتى من ذلك النوع الذي يبالغ جداً بالتفكير بنفسه ولا يفكر بأحد آخر
    Burslu okuyan bir çocuktu ve sahip olduğu her şeyi zor kazanmıştı. Open Subtitles كان فتى منحة دراسيّة، لذا كلّ شيءٍ حصل عليه قد ناله من العمل الشاق.
    Payton iyi bir çocuktu ama okulu asıp uyuşturucuya başladı. Open Subtitles أنظروا ، أن بايتون كان فتى جيد لكنه بدأ في مقاطعة الدروس وتعاطي المخدرات
    İyi bir çocuktu. Evet. Open Subtitles لقد كان فتى مطيعًا، أجل لقد حارب من أجل أمه
    O sadece babasının onu sevmesini isteyen bir çocuktu. Open Subtitles كان فتى يريد أن يتأكد من حب والده له
    Ama yine de bana göre onun özel bir çocuk olduğu kesindi. Open Subtitles وبالرغم من أنة كان واضح إلي بأنة كان فتى مميز
    Kötü bir çocukmuş, ama eskiden öyleymiş. Open Subtitles بخصوص شخصية لامار تايلور كان فتى سيء الكلمة المهمة كان
    O kız değildi, kocaman bir adamdı. Open Subtitles لم تكن فتاة. كان فتى ضخماً.
    Kumarhanedeki gençlerden biriydi. İyi çocuktu. Akıllıydı. Open Subtitles كان فتى صغيراً من الكازينو,فتى ذكياً يا لجرأة هذا الفتى,في اليوم التالي فصلتة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus