O ve Savunma Bakanı'nın da hapiste olduğu sonucu çıkıyor. Casusluk şebekesiymiş. | Open Subtitles | فهمت أنه كان في السجن أيضًا، وكذلك وزير الدفاع لقد كانت شبكة تجسس |
hapiste karısının boğazını kimin kestiğini öğrendi. | Open Subtitles | لقد وجد من قطع أعناقهم عندما كان في السجن |
Dedem içki yasağından dolayı hapisteydi. | TED | فجدي كان في السجن في فترة حظر الكحوليات. |
hapisteydi. Onunla konuşan tek kişi oydu. | Open Subtitles | كان في السجن كانت الشخص الوحيد الذي بقى على اتصال به |
Ve kimse buna "yalan" diyemez çünkü kimse daha önce hapis yatmadı. | Open Subtitles | من هنا ولم يستطيع واحداً منا أن يقول شيئاً لإن لا أحداً منا لم يسبق أن كان في السجن أبداً |
Chinatown çetesinden kalanlar ve hapisteyken topladı birkaç eski mahkûm. | Open Subtitles | و بعض المدانين السابقين قام باستئجارهم بينما كان في السجن |
Bendeki bilgilere göre Mart ayına kadar hapisteymiş, salıverilmiş. | Open Subtitles | حسب معلوماتى ، لقد كان في السجن حتى مارس الماضى |
Tash savaşçı gen ile ilgili araştırma yaparken birini bıçaklamaktan hapse girmişti. | Open Subtitles | لقد كان في السجن لطعن شخصِ ما عندما كانت تاش تقوم بدراستها عن جينة المحارب |
Epps yedi yıldır hapiste bu da demektir ki, dışarıda bir suç ortağı var. | Open Subtitles | لا أظن أنها قتلت قبل أكثر من أسبوع أيبس كان في السجن لمدة سبع سنوات لديه شريك يقوم بقتل الناس |
Tahminen, sevgili belediye başkanlarının dört yıl hapiste yatmasının bunda etkisi olmuştur. | Open Subtitles | أعتقد أن ما ساعد في هذا هو أن عمدتهم السابق كان في السجن خلال الأربع سنوات الماضية |
Babam doğduğumdan beri hapiste. | Open Subtitles | أبي كان في السجن منذ اليوم الذي ولدتُ فيه. |
Eğer benim oda arkadaşım hapiste olsa, belki ben de gitmezdim | Open Subtitles | أعتقد لو أن زميلي كان في السجن لما كنت سأزوره |
Sanırım bu rakam 5 yıl boyunca hapiste işkence gören birini şaşırttı. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا الرقم فاجأ شخصا ما الذي كان في السجن وتعرض للتعذيب لمدة خمس سنوات |
Pislik..öyle olsa bize söylemez 6 aydır zaten hapiste | Open Subtitles | حمقاء . اذا كان خاطفاً فلن تخبرنا بذلك لا يمكنهم فعل شيء لقد كان في السجن قبل 6 اشهر |
Son duyduğuma göre, karını öldürmekten hapisteydi. | Open Subtitles | آخر ما سمعت، أنّهُ كان في السجن لقتله زوجتك |
ama aslında, Frankie, o zamanlar eroin bağımlısıydı ve hapisteydi. | TED | لانه في تلك الاثناء كان " فرانكي " مدمن هروين و كان في السجن |
Parker'lar neden onun iyi bir karekteri olduğunu düşünüyor bilmiyorum ama adam daha önce hapisteydi. | Open Subtitles | أنا لا أعلم لماذا الفضوليين يعتقدون أنه نائب جيد لكن هو كان في السجن . |
2005'de sahtekarlik yüzünden 6 ay hapis yatmis, bu yüzden parmak izlerini cabucak bulduk. | Open Subtitles | كان في السجن لـ 6 أشهر في 2005 بسبب التزوير و لهذا تمكنا من الحصول على تطابق لبصمته بسرعة كبيرة |
Reşit olmayan birine cinsel tacizden iki yıl hapis yatmış. | Open Subtitles | الرجل كان في السجن لسنتين بسبب هتك عرض قاصر. |
Babam hapisteyken bile garibanları ihmal etmemiştir. | Open Subtitles | كان أبي يرعى الفقراء حتى عندما كان في السجن |
hapisteyken John Bunyan, tüm zamanların en çok sevilen hikayelerinden birini yazdı. | Open Subtitles | فبينما وهو كان في السجن كتب جون أحد أكثر القصص المحبوبة على مَرّ الأزمان |
Son 12 yıldır hapisteymiş, bu da neden cinayetlerin mucize eseri durduğunu açıklıyor. | Open Subtitles | لقد كان في السجن لمدة 12 عاما ما يفسر لم توقفت سرقات المنازل فجأة |
Meksika'da hapse girmişti. | Open Subtitles | كان في السجن في المكسيك |