"Burunda yaşayan bir adam vardı." "Kendine krepten elbiseler yapan." | Open Subtitles | كان هناك رجلاً عجوزاً، صنع لنفسه ثوباً من القماش الرقيق. |
Eve gittik, bir adam vardı ve yanında silahı vardı. | Open Subtitles | نحن ذهبنا الى بيتاً, كان هناك رجلاً, كان يمتلك مسدساً. |
Bilirsin birkaç yıl önce kilise konseyinde bir adam vardı. | Open Subtitles | كان هناك رجلاً فى مجلس كنيستنا منذ بضعة سنوات |
Eskiden Konoha'da Hiruko adında bir adam vardı. | Open Subtitles | في السابق، كان هناك رجلاً في كونوها يدعى هيروكو |
Kalabalığın geri kalanından biraz daha büyük bir adam vardı. | Open Subtitles | كان هناك رجلاً أكبر من الحشد أتذكره لأنّه أنسلَّ إلى القسم الخاصّ، |
başka bir adam vardı dedin -evet onunla konuşuyordu. | Open Subtitles | -لقد قلت أنه كان هناك رجلاً آخر , صحيح؟ -أجل , لقد كانت تتحدث إليه |
Öncekiyle aynı, farklı olarak bir adam vardı.. | Open Subtitles | تماماً كالسابق ما عدا أن كان هناك رجلاً |
Bir adam vardı orada... | Open Subtitles | كان هناك رجلاً غريب الأطوار |
Bir adam vardı.. | Open Subtitles | أتعلم، كان هناك رجلاً. |
Dinle... Düğünde bir adam vardı. Sanırım ismi Vince'ti. | Open Subtitles | لكن اسمعي، كان هناك رجلاً في الزفاف أظن اسمه (فينس) |
Kamyonette bir adam vardı. | Open Subtitles | كان هناك رجلاً في... في شاحنة... |
Bir kaç kez gördüğüm bir adam vardı. | Open Subtitles | كان هناك رجلاً رأيته عدة مرات |
Tek bir adam vardı sadece. | Open Subtitles | لقد كان هناك رجلاً واحد |
Bir zamanlar bir adam vardı. | Open Subtitles | كان هناك رجلاً ذات مرة... |
Bir adam vardı. | Open Subtitles | كان هناك رجلاً... |