"كان يسير" - Traduction Arabe en Turc

    • gidiyordu
        
    • gidiyormuş
        
    • yürüyordu
        
    • yürüyüp
        
    Ben çok kötü bir hata yapıncaya dek her şey iyi gidiyordu. Open Subtitles كل شيء كان يسير على ما يرام إلى أن ارتكبت خطأ أحمق
    Bence işler iyi gidiyordu. Çok güzel muhabbet ediyorduk. Open Subtitles أعتقد أن الأمر كان يسير كما يرام، كنا نتبادل حديثاً جميلاً.
    Bahçıvan gelene kadar her şey yolunda gidiyordu. Open Subtitles كل شيء كان يسير وفق الخطة حتى ظهر منسق الحديقة وقتها ..
    80'le falan gidiyormuş. Pek iyi gözükmüyor. Open Subtitles كان يسير بسرعة 80 تقريباً لا يبدو الوضع جيداً
    Meskûn mahalde 100'le gidiyormuş. Open Subtitles كان يسير بسرعة 100 كم بالساعة فى حي سكني
    Adam geri geri yürüyordu, cesedi topukların açmış olduğu oluklardan beraberinde sürükleyerek. Open Subtitles ان الرجل كان يسير إلى الوراء ، ساحباً الجثة خلفه إلى الأخاديد التي تركتها كعبي حذائه
    Hem yürüyüp, hem de öğrencilerine tinsel konularda ders veren Aristo'ydu. Open Subtitles أليس ارسطو هو الذي كان يسير و يحاضر حول التعليم الثانوي والحديث عن النفس؟
    Her şey mükemmel gidiyordu, ta ki sen... Open Subtitles انا لم اترك الجنس كل شئ كان يسير الى الاحسن حتى قمت انت ب ..
    Kadın silah çektiğinde gizli evde her şey yolunda gidiyordu. Open Subtitles كل شيء كان يسير بسهولة في البيت الامن عندما اشهرت المراة المسدس
    Herşey plana göre gidiyordu... Birşeyler ters gitti. Open Subtitles كل شيءٍ كان يسير وفق الخطة لكن أمراً لم يكن بالحسبان حدث
    Japonya'da ilk defilemi yaptığım zaman, herşey mükemmel gidiyordu, Open Subtitles عندما حصلت على أول عرض لي في اليابان، كل شيء كان يسير على ما يرام
    Üç hafta kalmıştı ve her şey planlandığı gibi gidiyordu. Open Subtitles كنا على بعد ثلاثة أسابيع وكل شيء كان يسير وفق الخطّة
    Her şey harika gidiyordu ve merak ettim hoşlandığı kişi gerçek ben miyim ? Open Subtitles اذا كل شبئ كان يسير عاى احسنة حال حسنا, دعني اقول عده المرو الاولى
    Garaja girdiğim zaman bir adam gördüm. - Elinde silahıyla park halindeki bir arabaya doğru gidiyordu. Open Subtitles عندما دخلت المرآب، رأيت رجلاً كان يسير نحو سيارة واقفة ويحمل مسدس.
    Meskûn mahalde 100'le gidiyormuş. Open Subtitles كان يسير بسرعة 100 كم بالساعة فى حي سكني
    Her şey yolunda gidiyormuş. Open Subtitles كل شيء كان يسير لمصلحتك
    PMG albümü yayınlamak istemeyene dek her şey mükemmel gidiyormuş. Open Subtitles كل شيء كان يسير بشكل عظيم إلي أن رفضت (بي أم جي) أصدار التسجيلات
    Lider kalabalığın içinde, karanlıkta yürüyordu. Open Subtitles أصبح الرجلين المتصارعين هما مركز نادي القتال القائد كان يسير وسط الحشود في الظـــلام
    Belki de uykusunda yürüyordu. Farkında bile olmadan ayağı takılıp düşmüş olabilir. Open Subtitles ربما كان يسير وهو نائم، تعثر وسقط، ولم يحسّ بأيّ شيء
    Dinle, onun dairesinde ileri geri yürüyordu, yatak odasına doğru bakıp durdu. Ve o kanepede uyudu. Open Subtitles اسمعي، لقد كان يسير مجيئاً وذهاباً في شقته، وظلّ ينظر نحو غرفة النوم، ومن ثمّ نام على الأريكة.
    Çocuklarını tanıdım. Öylece yürüyüp gidemedim. Open Subtitles و إلتقيت بأولادهم كل شيئ كان يسير بخير

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus