Oyunları ortalama 129 dolardan alıyormuş ama açık arttırmada yarı fiyatına satıyormuş. | Open Subtitles | كان يشتري اللعبه بمتوسط سعر 129$. ولكن يبيعها بنصف السعر في المزاد. |
Ortağıyla VIP'de, hayranları için şampanya alıyormuş. | Open Subtitles | زعيم في غرفة الشخصيات المهمة، كان يشتري الشامبانيا لجمهوره العاشق |
Bu kadar da değil. Ona her gün bir balon alırdı. | Open Subtitles | ليس هذا فقط لقد كان يشتري لها بالون كل يوم |
Baban ona kamyon dolusu pastel boya alırdı. Ama o bile yetmezdi. | Open Subtitles | والدك كان يشتري لها أقلام تلوين بالحمولات وما كانت تكتفي. |
Bayağı bir tavuk kızarması alıyordu, iki kişiye yetecek kadar. | Open Subtitles | كان يشتري كمية كبيرة من الدجاج، ما تكفي لشخصين. |
- Mısır alıyordu. - Mısıra bayılıyorum. Hiç doyamıyorum. | Open Subtitles | كان يشتري ذرة احب الذرة لا استطيع الاكتفاء منها |
Casey, başka bir kadın için iç çamaşırı alırken sana asılmış. | Open Subtitles | كان يتحايل عليك يا (كايسي) بينما كان يشتري لامرأة اخرى . اني افضل قصة الأم |
...adamın suratını tanıdığını düşünmüş ama akşama kadar harekete geçmemiş. | Open Subtitles | كان يشتري البيرة، يعتقد انه تعرف على وجهه ولكن لم يجمع حتى وقت لاحق من تلك الليلة |
Karısı için bir şeyler alıyormuş ama. O paranın kaynağına ulaşacağız. | Open Subtitles | لكنه كان يشتري أشياءاً لزوجته، سنصل إلى مصدر ذلك المال. |
...sevgilisine nikah yüzüğü alıyormuş. | Open Subtitles | بأنه كان يشتري خاتم الخطوبة لحبيبته |
- 6 aydan fazla zamandır Wadlow, Chinatown'daki mülk geliştirme projesi için gayrimenkul satın alıyormuş ve aldığı her gayrimenkulde aynı rakip firmadan fazla fiyat vermiş. | Open Subtitles | خلال الأشهر الستة السابقة، كان يشتري (وادلو) عقارات من أجل إعماره الجديد في الحي الصيني، |
Bu çocuk her Sevgililer Günü'nde Jamie'ye bir düzine gül alırdı erkek arkadaşlarını çılgına çevirirdi. | Open Subtitles | هذا الفتى كل عيد حب كان يشتري ل(جايمي) دستة زهور كان يدفع كل عشاقها للجنون |
Babam avladığı sincapları satın alırdı. | Open Subtitles | أبي كان يشتري منها السناجب |
Kim Constanine için tablo satın alırdı? | Open Subtitles | - من كان يشتري اللوحات لـ(قسطنطين)؟ |
Belki uyuşturucu alıyordu. Bu bölgede ilk olmaz. | Open Subtitles | ربّما كان يشتري المخدرات، لن تكون المرة الأولى في هذا الحي. |
Ama aynı günün ertesi öğrendik ki majesteleri ahır için saf kan atlar satın alıyordu. | Open Subtitles | لكن لاحقا في نفس اليوم علمنا ان الملك كان يشتري احصنه اصيله من اجل اسطبله |
Ben arabamın egzozuna baktırıyordum, o da motosikleti için parça alıyordu. | Open Subtitles | و هو كان يشتري جزءٌ ما لدراجته النارية. |
Kahve alırken Haskell'in babasıyla karşılaştım. | Open Subtitles | . لقد صادفت والد (هاسكل) عندما كان يشتري قهوة |
Jan'ı ot alırken tutuklamışlar. | Open Subtitles | كان يشتري العشب وقبض عليه |
...adamın suratını tanıdığını düşünmüş ama akşama kadar harekete geçmemiş. | Open Subtitles | كان يشتري البيرة، يعتقد انه تعرف على وجهه، |